bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan
bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan
Tweet |
Devlet politikası ve halkın algısı arasında Kürt açılımının nasıl algılandığını irdeleyen Kaya önce sorunun tarihine kısaca değindi.
Eşkıyalık Sorunu ne kadar doğru?
Cumhuriyetin ilk yıllarında sadece bir asayiş sorunu olarak algılanan Kürt sorunu, devletin resmi politikasınca tamamen basite indirgenen ve baskıyla müdahale edilen bir sorun olarak görülür.
1960’larla birlikte yükselişe geçen sol hareket sorunun Doğunun az gelişmişliğinden dolayı ortaya çıktığını söyledi. Bu elbette devletin Cumhuriyetin ilk yıllarındaki tespitinden daha ileri bir tespittir.
1980’lerden sonraysa artık giderek büyüyen ve gelişen Kürt kimliği siyaseti en son sorunun tanımını daha net olarak ortaya koydurttu. Artık 2005’de devletin de soruna yaklaşımı netleşti: Toplumun en azından bir kesiminin farklı bir kimlik talebi vardı.
Türkiye Avrupa ile Bir Değildi
Tarihsel olarak bakıldığında Milliyetçilik Avrupa’da birleştirici bir rol oynamıştır. Derebeyinin, şehir devletlerinin tebaalarını daha üst bir çıtada birleştiren ulus devletler modelinin ideolojisi milliyetçiliktir. Osmanlı ise farklı etnik ve dini tebaaların bir arada yaşadığı bir devletti. Burada ise milliyetçilik önce gayri Müslim tebaadan başlayarak birleşik tebaayı ayırmıştır. Bu yüzden milliyetçilik ilk başta önlenmesi gereken bir şey olarak görülür. Fakat Osmanlının son döneminden Cumhuriyete geçen süreçte modernizm Türk yönetici sınıfının da Avrupa modelini kabul etmesine ve artık daha fazla kopma olmaması için milliyetçiliğe sarılmasına sebep olmuştur. Bu sefer tek kimlikli başka dilleri yasaklayan bir model Türkiye’de de evla görülür.
Gelinen Nokta
Resmi ideoloji ve statüko bugün milliyetçiliğin yani hakim unsur milliyetçiliğin Türk milliyetçiliğinin birleştirici bir yanı olduğunu savunamıyor savunamaz. Her türlü demagoji ve bu milliyetçiliğin emperyalizme karşı gerekli bir aygıt olduğuna inanmak mümkün değildir. Kürt kimliğini sahiplenenler açısından bakıldığında sorunun demokrasi sorunu olarak tanımlanması da artık adilane görülmüyor. Çünkü sorunun merkezinde toplumun belli bir kesiminin kendini Kürt kimliği ile tanımlamak istemesi yatmaktadır.