Başörtüsü Ve Dil Eğitime Engel Değil

Doğruhaber Gazetesinin Londra’da bulunan Northwold ilköğretim Okulu Müdürü Ms Alison Kriel ile yaptığı söyleşi:

Türkiye’de okulların açılması bir takım sorunlarıda beraberinde getiriyor. Müslüman bir ülke olan Türkiye’de yıllardan beri başörtüsü takıp okullarda okumak ve kamu kurumlarında görev almak maalesef yasak. Ama Hıristiyan bir ülke olan İngiltere başta olmak üzere Avrupa’nın bir çok ülkesinde durum bunun tam tersi. Kimsenin bu yönde herhangi bir sorun ve takıntısı yok. İsteyen başörtüsüyle hem okur, hem öğretir. Aynı zamanda kamu kurumlarında çalışabilir. ‘Kızlar okula başörtüsüyle geliyorlarmış’, ‘öğretmen peçeliymiş, çarşaf giyiyormuş’ kimsenin umurunda değil, yeter ki kurallara uyulsun. Gerisi pekte önemli değil. Bu bağlamda İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Northwold Primary İlköğretim okulu müdürü Ms. Alison Kriel ile söyleşi yaptık. Yaptığımız bu kısa söyleşide, Londra’da uygulanan eğitim sistemiyle Türkiye’de mevcut eğitim sistemiyle karşılaştırdığımızda en basit hesapla arada uçurumların olduğunu gördük.

Ben Doğruhber Gazetesi Londra temsilcisiyim. Gazetemiz Türkiye’de haftalık ve Türkçe olarak çıkmaktadır. Öncelikle bize kendinizden ve okuldan kısa olarak bahs edermisiniz?

Okulumuzda birçok kıtadan ve 29 ülkeden toplam 437 öğrencimiz bulumaktadır. Öğrencilerimiz gibi öğretmen ve diğer personelimizde birçok değişik kültür ve dinden gelmedir. Hepimiz el ele vermiş, karşılıklı anlayış içinde daha kaliteli bir eğitim ve öğretimin gayreti içindeyiz. Ben hristiyanım ve bir buçuk senedir bu eğitim cemiyetinin başındayım.

Sizinle görüşme yapma amaçlarımdan biri fikirleriniz ışığında İngiltere ve Türkiye eğitiminde hak ve özgürlükler konusunda bir kıyas yapabilmektir?

Türkiyenin eğitim sistemi hakkında fazla bir bilgim yok. Ancak şunu söyleyebilirim ki hak ve özgürlükler konusunda ileri konumdayız. Kıyası ise sizin okuyucularınız yapacaktır.

Öncelikli olarak sizin öğretmenlerden, öğrencilerden ve ebeveynlerden beklentileriniz nelerdir?

Bizler çocukların örnek alacakları şahıslarız. Dolayısıyla eğer bizler birbirimizle saygı ve edep kuralları içinde konuşur ve birbirimiz olduğu gibi kabul edersek çocuklar bunu görecektir. Dolayısıyla onlara yapma noktasında sorumluluk yükleme imkanımız olacaktır. Eğer bizler çocuklara yada birbirimize karşı olumsuz davranışlarda bulunursak, çocuklardan bize yansıması da aynı olacaktır.

Her zaman personelime şunu söylerim: “sizler çocuklar için rol modelsiniz. Bizler herşeyi onlara göstereceğiz. Herşeyin zamanında yapılması gerektiğini, işin erbabı olduğumuzu yaptıklarımızla gösterip elimizden gelenin en iyisini sergilemeliyiz. Böyle davranmadığımız takdirde bize geri dönüşümü de aynı olacaktır.

Okula atanmadan önce okulda ciddi davranış bozuklukları vardı. İlk işim kendimizi düzeltmek oldu. Sonra çocuklar da buna cevap verdi. Şu anda da mükemmel durumdayız.

Diğer ülkelerden gelip İngilizce’yi tam olarak konuşamayan öğrenci yada ebeveynlerle iletişim noktasında sıkıntılarınız oluyormu?

İletişim kurmanın yolu sadece İngilizceyi dört dörtlük bilmek değildir. Bu ülkeye yeni gelipte okula başlayanlar için ilk etepta ufak sıkıntılar olmaktadır. Fakat biz bunu aşmış durumdayız. Cemiyetimiz içinde ihtiyaç duyduğumuz tüm dilleri konuşan ebeveynlerimiz mevcuttur. Benim açımdan kötü olan şu ki; tüm ebeveynlerle iletişimimizin sadece İngilizce olmasıdır. Bu konuda kendimi kötü hissediyorum. İdeal olanı tabiki bu değil, fakat başka bir şansım da yok. Eğer okulun maddi imkânı elverseydi okulda konuşulan tüm dillerde bir gazete çıkaracaktık.

Peki bu eğitimi etkiliyor mu?

Her ne kadar ilk başta azıcık sıkıntı oluşturuyorsa da, ileriki zamanlarda birden fazla dili konuşan, eğitimli insanların toplumumuza ciddi katkıları olmaktadır. Önemli olan okumaktır. Hangi dilde okuduğun önemlii değil. Ebeveynler kendi dillerinde bol bol okuyup çocuklarına da okutsunlar.

Gördüğüm kadarıyla okulunuzda başörtülü öğrenciler, öğretmen ve personeliniz mevcutt. Bu durum herhangi bir şekilde eğitimi olumsuz yada olumlu etkiliyor mu?

Olumsuz olarak etkilediğini düşünmüyorum. Olumlu yönde ise yararları vardır. Çocuğa veya yetişkine bir şey kabul ettirmek istiyorsan, yada onu eğitmek istiyorsan önce onu kabul etmen gerekiyor. Ayrıca başörtülülerin başörtüleriyle ayırımcılık oluşturduklarını da düşünmüyorum. Eğer insanların önemsediklerini önemsemezseniz iletişimde aksaklık olur. Başörtülü yada peçeli herkesle sağlıklı bir iletişimimiz var. Çünkü onları anlayabildiğimizi düşünüyorum. Onların her hallerine saygı duyuyorum. Dışarda iken peçeli olan bir personelim var. Öğrencilerin karşısına geçince de sadece yüzünü açıyor. Bu durum ne kendisi için nede bizim için herhangi bir sıkıntı oluşturmuyor.

Okulda öğlen yemeği verilmektedir. Şunu size sormak istiyorum. Değişik din ve kültürlerden olan öğrencilere ne tür yemekler çıkarıyorsunuz? Yemeklerinizde domuz mamülleri kullanılıyor mu? 

Kimsenin yemek istemediği birşeyi kendisine yedirme çabası içine girmeyiz. Cemiyetimizin içinde birçok insan domuz ve hayvan etlerini yemez. Bu yüzden okulumuzda domuz kesinlikle tüketilmemektedir. Daha çok sağlıklı ve besleyici şeylere ağırlık vermekteyiz. 3 gün tamamen sebze ve meyve yemekleri çıkmaktadır. İki gün ise etli yemeklerin yanında etli yemekleri yemeyenler için de alternetif etsiz yemekler çıkmaktadır.

Gördüğüm kadarıyla sınıflarınıza ABC yerine her sınıfa bir ülkenin ismini vermişsiniz. Örneğin Türkiye, Rusya, İspanya, Güney Afrika vb. bunun sebebini öğrenebilirmiyim?

Abc demenin hiçbir anlamı yoktur. Ülke ismi vererek merak etme, araştırma, bilgi sahibi olma, sevdirme ve kaynaştırmayı hedefliyoruz. Bu ülkeleri seçerken öğrencilerimizin ağırlıklı olarak geldikleri ülkeleri seçtik.

Okulun logosunda şöyle bir ifade var: “no sky too high”(gökyüzü yüksek değil) niye bunu seçtiniz?

Eğitimle, terbiye ile ulaşılamayacak hedef yoktur. Öğrencilerimiz bunu çok sevdi. Onlara heyecan getirdi.

Benim sorularım bu kadar. Daha fazla zamanınız almak  istemiyoruz. Sizin söylemek istediğiniz başka birşey var mı? 

Bu biraz ağır bir soru. Kanaatimce Northwold İlköğretim Okulu güçlendikçe güçleniyor. Çalışmak için cezbedici bir atmosferimiz var. Herkesin hedefi daha yüksekler ve bu çok ta zor değil. Siz isteyeceksiniz, ebeveynler isteyecek, öğrenciler isteyecek ve başarının nasıl geldiğini göreceksiniz. Sonuç olarak güçlü ve başarılı bir cemiyet olacaksınız.

Kaynak:DoğruHaberGazetesi