Doğu Kudüsü Parklarla Yahudileştirme Planı!

İsrail Doğu Kudüs'ü Yahudileştirmek için akla hayale sığmayan yöntemlere başvuruyor. Zaman'da yer alan habere göre "izinsiz" yapıldıkları gerekçesiyle Filistinlilere ait evleri yıkan işgalci İsrail bu kez de Doğu Kudüs'ün kutsal mekânlarında parklar yaparak Filistinlilerin yaşadığı bölgeleri ele geçirmeye çalışıyor. Amerikan New York Times gazetesi, 'Parklar İsrail'in Kudüs'le ilgili iddialarını kuvvetlendiriyor' başlığıyla verdiği haberinde, Tel Aviv yönetiminin bu amaçla 100 milyon dolarlık bir gelişim planını yürürlüğe koyduğunu yazdı. Gazete, 'Eski Şehir'i kuşatan surların hemen yanı başında yapılan parkların İsrail'in Kudüs'le ilgili 'ebedi başkent' iddialarını hayata geçirme planlarının bir parçası olduğu belirtti. Plan çerçevesinde çöp yığınları ve boş alanlar temizlenirken buralar yemyeşil alanlara ya da parklara çevriliyor. Parklara ise Yahudiliği simgeleyen işaretler yerleştiriliyor.

Çoğu Osmanlılar zamanında inşa ya da restore edilen surlarla çevrili olan Eski Şehir'in içinde Mescid-i Aksa, Kubbetu's-Sahra ve Ağlama Duvarı'nın yanı sıra Müslüman, Hıristiyan ve Yahudilere ait binlerce eser bulunuyor. Eski Şehir'in içinde ve çevresinde yaşayan Filistinlilerin sayısı 220 bini bulurken, İsrail kentin etrafına inşa ettiği yeni yerleşim birimleriyle Doğu Kudüs'ü adeta küçücük bir vahaya çevirmiş durumda. Kentin Batı Şeria ile bağlantısını kesmek için de yeni yerleşim birimleri inşa etmeye çalışan İsrail'in bu şekilde Doğu Kudüs'ün Filistinlilerin gelecekteki bağımsız Filistin Devleti'nin başkenti olmasını engellemeye çalıştığı belirtiliyor.

NY Times'ın haberine göre planı uygulayan özel şirket City of David (Davud Şehri) aynı zamanda Filistinlilerin mülklerini satın alarak buraları Yahudi yerleşimciler için kullanıyor. (Her açıdan kuşatılan Kudüs'te, zor bir hayata terk edilen Filistinliler mülklerini satma zorunda bırakılsalar da, Filistinlilerin çoğu sonuna kadar direnme yolunu tercih ediyor.) Şirketin bu faaliyetleri ne içeride ve ne de uluslararası kamuoyunda çok fazla bilinmiyor. Obama yönetiminin İsrail'e mesafeli durması ve Papa 16. Benedict'in Hıristiyan bölgelerine yönelik gerçekleştireceği ziyaret öncesi İsrail'in faaliyetlerinin artık daha fazla dünya gündemine geldiğini yazan gazete, Birleşmiş Milletler'in Ortadoğu özel temsilcisi Robert H. Serry'nin, "İsrail'in şu an yapacağı her şey daha fazla tartışmalı olacaktır. O yüzden yanan ateşe daha fazla benzin dökmemeliler." uyarısına yer verdi.

PROJEYE YAHUDİ SİMGELERİ DAMGA VURUYOR

Planı savunan Siyonistler 20 yıllık plan çerçevesinde kentin daha yeşil bir görüntüye bürünmesi ve turistik alanların daha fazla gün yüzüne çıkması için çalıştıklarını, aynı şekilde Filistinliler için yeni evler yaparak onları tarihî alanların dışına çıkarmayı hedeflediklerini öne sürüyor. Ancak gelişim projelerinin aşırı sağcı gruplar tarafından kontrol edilmesi ve yapılan her projeye Yahudi simgelerinin damgasını vurması İsrail'in bu yöndeki savunmalarını boşa çıkarıyor. Siyonist İsrail'in amacının Kudüs'ü tamamen Yahudileştirerek "İsrail'in ebedi başkenti" yapmak olduğu biliniyor.

Barış yanlısı Yahudi gruplardan Ir Amim'in kurucusu Daniel Seidemann, Filistinlilere ait "satın alınan" mülklerin genellikle parklar için kullanıldığını, bu parkların da Eski Şehir'in etrafında olduğunu, dolayısıyla bu şekilde Kudüs'ün bölünmesinin önüne geçilmeye çalışıldığını vurguluyor. NY Times'a konuşan başbakanlıktan bir yetkili, Kudüs'ün 3 bin yıllık Yahudi başkenti olduğunu ve bu durumun sonsuza kadar devam edeceğini de öne sürüyor. Dünya kamuoyunda antipatiyle karşılanan Binyamin Netanyahu hükümetinin İçişleri Bakanı Eli Yişai geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada Doğu Kudüs'teki faaliyetleriyle ilgili olarak, "Bu konunun üzerine tüm gücümle gitmek istiyorum. Bu topraklar egemenliğimizdedir. Oradaki Yahudi yerleşim birimleri de hakkımızdır." demişti.

Hamas: İki devletli çözüme karşıyız

İsrail'in varlığını tanımayan Hamas, iki devletli çözüm modeline karşı olduklarını bir kez daha duyurdu.

Şam'da sürgünde yaşayan Hamas'ın politbüro şefi Halid Meşal bununla birlikte 1967 sınırları üzerinde kurulacak bir Filistin devletinin birlik hükümeti içinde yer alabileceklerini söyledi. Zaman'da yer alan habere göre Hamas sürekli olarak İsrail'in varlığını tanımanın işgali sona erdirmeye yönelik herhangi bir fayda getirmeyeceğini ve İsrail'in varlığını tanımaları halinde bile karşılarına yeni taleplerle çıkılacağını vurguluyor. Sağcı Binyamin Netanyahu hükümeti geçtiğimiz günlerde tüm dünyayı şaşkına çeviren bir adım atarak Filistinlilerin İsrail'in Yahudi kimliğini de tanıması gerektiğini öne sürmüştü. Hamas, ABD ve İsrail'in tanınma gibi basit konulara yoğunlaşarak asıl sorunların üzerine gitmediğini ve bu şekilde kendilerini oyaladığını belirtiyor.

Haksöz-Haber