bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan

bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan

bursa escort - bursa escort - bursa escort - escort bursa - escort bursa -
izmit escort şişli escort istanbul escort anadolu yakası escort bayan
Bugun...
SON DAKİKA

1 Kasım’da Halk Kime Ne Dedi?

 Tarih: 04-11-2015 11:52:00
Fatih Tezcan

 

 

1 Kasım seçiminin sonuçları, Türkiye’ye, İslam Ümmeti’ne ve tüm insanlığa hayırlı olsun.

Sansasyonel bir seçim sonucuyla karşı karşıyayız. Binlerce sosyo-politik analize müsait bir oy paylaşımı söz konusu.

Partiler, ideolojik angajmanlarından ve kısır çekişmelerden sıyrılıp millete kulak vermedikleri takdirde, işlevsiz birer tabela partisi olabilirler.

Gelelim konuya;
1 Kasım’da Halk Kime Ne Dedi?


Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AK Parti’ye:

Çözüm Süreci’ni iyi niyetli bir çabayla başlattığını biliyoruz. 7 Haziran’dan sonra, Temmuz ayında başlayan PKK ve IŞİD Terörü’nden senin sorumlu olmadığını teyid ediyoruz. Dolayısıyla, şehidlerimizi katledenlerin sana attığı iftiraların, bilakis o katillerin iplerini tutan Üst Akıl’ın bir taktiği olduğunu görüyor ve boşa çıkarıyoruz. PKK’ya tavizsiz duruşunu ve sert vuruşunu benimsiyoruz. Çözüm Süreciyle ilgili ‘PKK silah bırakmadan başlamaz’ tavrını onaylıyoruz.

FETÖ ile mücadeleni destekliyoruz. Gülen Medyası’nın kayyuma geçirilmesini, bir gasp değil, Ülkemize kasteden Üst Akıl’ın yerli tetikçilerine hiza vermek olarak görüyor ve benimsiyoruz.

IŞİD’e destek vermediğini biliyor ve ‘İslam Dışı’ tespitine katılıyoruz.

Türk ve Kürt Milliyetçiliği değil, Türkiye ve Ümmet Milliyetçiliği yapmanızdan memnunuz.

7 Haziran’da verdiğimiz oyların, sanki biz bir koalisyon yani belirsizlik, istikrarsızlık istemişiz gibi algılanmasından çok rahatsız olduk. Evet, partide olan bazı şeylerden rahatsızdık ama bu, bunlar bu ülkenin geleceğiyle oynayacak düzeyde şeyler değildi. Zaten öyle olsa, 17-25 Aralık’tan hemen sonraki 30 Mart ve 10 Ağustos seçimlerinde belli ederdik. Gerçek fikrimizi sandığa atıyoruz.

7 Haziran’dan farklı olarak 1 Kasım’da yeniden düzenlenen ve ‘öze dönüş’ imzası taşıyan Milletvekili seçimlerinden memnunuz ve biz tam da bu net duruşu istiyoruz.

Türkiye dışındaki coğrafyalarla ilgiliyiz ve bunlarla ciddi anlamda rabıta kuran AK Parti’yi destekliyoruz.

Suriye’de Türkiye’ye karşı kurulmaya çalışılan kuşatmadan rahatsızız ve amaçlara yönelik bir operasyonu destekliyoruz. PYD’nin kanton adı altında ABD işbirliğiyle ülkemize kumpas kurmasından rahatsızız ve gereğinin yapılması için vize veriyoruz.

Abdullah Gül, Bülent Arınç gibi isimlerle telaffuz edilen Ak Partinin içinden 5.parti çıkması konusunu komik buluyoruz.

Velhasılı kelam, Tayyip Erdoğan ve AK Parti Düşmanlığı ‘maskesiyle’ Türkiye Düşmanlığı yapıldığını bir kez daha tespit ediyor ve reddediyoruz.

Durmak yok, yola devam!


CHP’ye:

7 Haziran öncesinde veya sonrasında değişen birşey yok. Kemal Kılıçdaroğlu’nun partinin başına geliş şeklinden utanç duyuyor ve bu ismin değişmesini istiyoruz.

Her gün her saat hakaretler ettiğiniz Tayyip Erdoğan’ı 13 sene boyunca her seçimde destekleyen ve daha 1 sene önce Cumhurbaşkanı yapan biziz!

Siz, aslında ona değil bize hakaret ediyorsunuz! Hırsız olsa görmeyeceğimizi, katil olsa seveceğimizi sanıyorsunuz. Bizi yanıltamazsınız, biz hırsızı da arsızı da katili de tanırız ve sevmeyiz, desteklemeyiz, seçmeyiz.

Esasen siz, kaos çıkaran vandalist Gezi’ye destek verdiniz.

Sonrasında F.Gülen’e ve FETÖ’ye destek verdiniz.

Sonrasında DHKP/C terörü Savcı Mehmet Selim Kiraz’a silah dayanmışken cinayeti önlemek için adliyeye bile gitmediniz ama sandıkları PKK’nın koruyacağını söylediniz.

CHP olarak ‘Atatürk’ün Partisi’ sıfatıyla hiçbir alakanız kalmadı. Aldığınız oy, Kemal Kılıçdaroğlu’nun veya herhangi bir ismin değil, Erdoğan Düşmanlığı ve Anıtkabir’e sevginin bileşimidir.

Dün Üst Akıl’a karşı çıkarak vefat eden Atatürk’ün Partisi’nin, bugün dini suistimal eden teröristlerle birlikte Üst Akıl’ın sevk ve idaresinde olduğu daha iyi anlaşıldıkça, CHP’nin oyu travmatik biçimde düşecektir.


MHP’ye;

Türk veya Kürt Milliyetçiliği istemiyoruz ki MHP, toplumsal birlik ve kardeşliği yaralayacak ölçüde saçma bir faşist dil kullanıyor. Terörü yapan PKK iken bozkurt işareti yapan gençler eşinin ve kızının yanında Kürt kardeşlerimizin evlerine saldırıyor. Hiçbir mefkuresi olmayan, sadece PKK vurduğunda oy artırmak gibi Eski Türkiye taktiklerine sığınan bir MHP’yi reddediyoruz.

Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener ve Tuğrul Türkeş gibi isimleri partiden uzaklaştırması kabul edilemez. Özellikle Alpaslan Türkeş’in oğlunu reddeden bir MHP’yi biz de reddediyoruz.

Türklük’te ‘baş’ önemlidir. Tayyip Erdoğan, bugün Türkiye’nin başıdır. Onunla ilgili konuşulurken takınılan tavrı, MHP’nin savunduğu değerlerle bağdaştıramıyoruz. Bu tezatı reddediyoruz.

CHP gibi Üst Akıl’ın sevk ve iradesine girerek Erdoğan Düşmanlığı ambalajında Türkiye’nin önünü kapatmaya çalışan bir MHP’yi barajın altına göndermememizin sebebi, el alışkanlığından başka birşey değildir.

Herşeye ‘Hayır’ diyen bir MHP’nin, ileride bu oyları da bulamayacağını görmek gerekir.


HDP’ye;

Global Gladyo’nun Türkiye’deki en önemli 3-5 tetikçisinden biri de HDP ve sembol ismi Demirtaş olmuştur.

Polis, asker ve sivillerimize kıyan ellere ‘terörist’ bile diyemeyen HDP’yi Türkiye Partisi olmak bir yana, insanlık çizgisinde bile görmüyoruz.

Çözüm Süreci’ni PKK’nın bozmasına rağmen AK Parti veya Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ihale edilmesini reddediyoruz.

Kürtler’in hakkını aradığı iddiasıyla meydana çıkan partilerin sonuncusu olan HDP’nin, Yeni Türkiye’deki özgürlükleri görmezden gelip savunduğu hak arayışını da kenara koyarak Amerikancı Fethullah Gülen’le ve kendi katili CHP zihniyeti ile birlikte Türkiye’nin seçtiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldırmasını reddediyoruz.

Seçim kampanyasını Cemil Bayık’ın ve Murat Karayılan’ın çektiği videoların başlattığı HDP’yi kendimize çok uzak buluyoruz.

Amerikan televizyonu CNN Türk’te saz çalıp menemen yaparak yakınlaşamayacak kadar uzak, artniyetli ve ikiyüzlü...


FETHULLAH GÜLEN’e;

Yabancı devlet ve istihbarat örgütlerinin güdümünde vatanımıza saldırmanı reddediyoruz.

Yıllarca sana inanan ve taktığın din maskesiyle dolandırılan duygusal ve dürüst halk olarak, senin ve terör örgütünün yargılanmanı istiyoruz.

Bir yandan cesaret, diyalog, Türklük ve İslam’dan bahsederken diğer yandan kendi devletinle ve milletinde diyaloga girmemenden ve Türkiye’ye gelememenden senin adına utanıyoruz.

Gerçek bir hoca olsaydın, geçmişte kendi ağzınla söylediğin sözleri unutmaz ve ‘idam olacağını bilsen’ gelirdin.
Şimdi senden öyle tiksiniyoruz ki, seninle iş yapan kim varsa oyumuzu ondan uzak tutuyor ve senin yargılanmanı sağlayan AK Parti’ye yöneliyoruz.


GEZİCİLER’e;

Birkaç ağaç bahanesi ve sivilceli ergen sıkılganlığınızla başlattığınız o gezi Kaosu’ndan bu yana Türkiye’de huzur bırakmadınız!

Sosyal medyada ve sokakta gerçek yüzünüzü görüyoruz.

Başörtülü kızların broşürlerini yırtan sizlerin demokrasiyle,

Berkin Elvan’ı markalaştırıp Yasin Börü’yü görmeyen beyinlerinizin özgürlükle,

Allah’a ve Peygamberine küfreden dillerinizin barış ve kardeşlikle bir ilgisi yok.

Sokaklarda attığınız sloganların ne kadar yapmacık olduğunu anlamak için demokrasi, özgürlük ve barıl düşmanları Katil PKK’ya ve Fitneci FETö’ye verdiğiniz desteği ve bunlarla mücadele eden Erdoğan ve AK Parti’ye saldırılarınızı görmemiz yeterli.

Üst Akıl’ın gezdirdiği bir güruhsunuz ve size karşı dik duran AK Parti’ye bir kez daha yoğun destek veriyoruz.

İç Savaş’tan söz etmeniz kendi adınıza normal zira bir kısmınızın Suriye Diktatörü Esad’a bağlılığınızı biliyoruz. Türkiye’yi Suriye yapmaktan keyif alacağınızdan eminiz ama belki milletin kararına saygıyla veya belki çok acı tecrübelerle öğrenmeniz gereken şu:

Türkiye’de iç savaş olmaz. Bunun şartları Sünni-Alevi veya Türk-Kürt gerginliğidir ki zaten bu 2 fay hattını yok eden Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti olduğu için biz her zaman olduğu gibi 1 Kasım’da da oyumuzu buraya verdik. Siz saygısızlığınızı sürdürdüğünüz sürece, sadece kendinizi mutsuz etmeye devam edersiniz, bizi değil.

Mwitter’da başarılar...

 

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI