bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan

bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan

bursa escort - bursa escort - bursa escort - escort bursa - escort bursa -
izmit escort şişli escort istanbul escort anadolu yakası escort bayan
Bugun...
SON DAKİKA

Bu ülkenin bayrağını, Atatürk bile değiştiremedi!...

 Tarih: 02-01-2012 15:29:00
Fatih Tezcan
Bayrak, ses değişimiyle oluşan bir kelime, aslı bayrak değil, ‘batrak’.

Kaşgarlı’da rastlanılması, Batrak’ın en eski Türkçe kelimelerden olduğunun kanıtı.

Eskide kargıların ucuna asılan batrak, kıl’dan örülüyormuş.

Ya iğnenin örtüye ‘batırılmasından’ ya da örtünün kargıya ‘batırılmasından’ olsa gerek,
adı ‘batrak’ konulmuş.

*****

Son zamanlarda Kemalist getto'larda yada Atatürkçü Düşünce Derneği gibi yapılanmaların faaliyet alanlarında, sadece Türk Bayrağı'nın yetersiz bulunup, üstüne bir de Atatürk resminin yerleştirildiğini fark etmişsinizdir…
Bu da böyle değildi.

AK Parti'nin oyları domine ettiği dönemde, Kemalist kesim tarafından eklektik bir refleksle pencerelere asılan, 'resimsiz' Türk Bayrakları vardı.

Kısa bir şaşkınlığın ardından 'doğal ve karşı hamle' gecikmedi.

‘Her kesimden insan’ın, pencerelerine Bayrak astığı görüldü.

Bildiğimiz ‘Türk Bayrağı'nın herkesin eline düşmesi’ni, 'ulusal söylemlerinin ciddiyetinin anlaşılamadığı' şeklinde yorumlayanlar, bu kez de Cumhuriyet Mitingleri sırasında  'resimsiz' Türk Bayrakları'nın yerine 'Mustafa Kemal' eklenmiş’lerini 'batırdılar'.

E, eve gelip kenara koyulacak hali yok, aynı bayrakları camlara, pencerelere astılar.

İşte böylece Türkiye, "Atatürk'lü mü bayrak asıyor Atatürk'süz mü?" gibi anomali yüklü soruların kafaları meşgul ettiği bir ülke haline geldi.

Bayrak, bir ülkede yaşayanların birliğinin sembolü olmalıyken, mevcut iktidar'ın ülkeyi peşkeş çektiğini düşünenlerce, bu birliğin sembolü biraz daha Kemalistleştirildi.

Elit Kemalist'ler durumdaki 'çarpıklığı' fark etmiş olmalı ki, 'Atatürk'süz Türk Bayrağı Olmaz' mesajı 'içeride de' fazla karşılık bulmadı.

Durum hakikaten 'çarpıktı'.

Zira Atatürk'ün yıkılmasında mahsur görmediği hatta Sivas Kongresi’nden ABD’ye gönderdiği mektuba ve İngilizlerle yaptığı görüşmelere bakılırsa, yabana atılmaz bir emeğinin de geçtiği eski devletin bayrağına, yine Atatürk'ün resmini koymak, yarım kalmış bir Bayrak Devrimi'ni ya bilmemek ya 'gereğini' anlayamamak da tarihin derinliklerine terk edip bırakmaktı.

*****

Hadise kısa, düşündürdüğü vahim...

Atatürk, nasıl dinî bayramları gereksiz bularak kaldırmak istedi ve Mareşal Çakmak tarafından engellendiyse, Gök-Türk Bayrağı konusunda da ancak 'telkinlerle' vazgeçirilebilmiştir.

Yani işin doğrusu, Atatürk ile Türkiye Bayrağı'nın beraber resmedilmesinin, duygusal bağlılıkları bir kenara bırakırsak, Auguste Comte'un 'ideoloji değil din'dir' dediği ve Atatürk'ün üstüne bir rejim kurduğu 'pozitivizm' dairesinde, mantıklı bir izahını yapmak zordur.

Milliyet'in 7 Kasım 2003 nüshasındaki yazısında Can Dündar konuyu şöyle aktarıyor:

"Yıllar önce Celal Bayar'ın damadı Ahmet İhsan Gürsoy'dan dinlediğim bir anıyı burada nakletmekte yayar var.
Gürsoy'un anlattığına göre Atatürk 30'lu yıllarda Türk Bayrağı'nı değiştirmeyi düşünmüş.
Çünkü ayyıldız simgesinin Osmanlı'yı ve Arap Dünyası'nı cağrıştırdığına inanıyormuş.
Türkler'e yeni bir ulusal kimlik kazandırmaya çalışırken ona İslamiyet öncesi köklerini hatırlatan bir bayrağın yakışacağını hesaplamış ve Göktürk Bayrağı'nı düşünmüş."

Kamal Atatürk, Osmanlı'nın Bayrağı'nı, Göktürk Bayrağı ile değiştirmek isteyen ama 'bu gibi hamlelerle halkın daha fazla kızdırılmaması gerektiği düşündürtülerek' vazgeçirilen bir lider olarak bilinir.

Buna bakarsak, 1930'da Serbest Cumhuriyet Fırkası tarafından TBMM'de 'Vatan Haini' olarak suçlanmasından ve yargılanmak yerine partiyi 24 gün içinde kapatmasından sonra Atatürk'ün, 'heykel dikilmesi ve resim yaygınlaştırılması' gibi faaliyetlere ağırlık verdirip, 'Türk Dini Projesi' gibi 'radikal adımları' yavaşlattığı da düşünüldüğünde, o kaynaklarda çokça geçen 'Etrafındakilerin bazı fikirlerini tehlikeli ve ülke gerçekleriyle alakasız gördüğü bir lider' tanımlamasının isabet kaydettiği söylenebilir.

*****

Halk açısından konuya bakacak olursak durum daha da ilginç ve kritik...

Hiç düşündünüz mü bilemiyorum...

Dile kolay, bir savaş'tan çıkan toplumun en ‘hazırlıksız yakalandığı an’da, on binlerce insanın ölümüne, mislinin sürülmesine neden olan bir devrim'in yapıldığı hangi memlekette bayrağın değiştirilemediği görülmüştür ki...

Bayrak veya orjinal adı ile okursak batrak, hamaset nutukları arasında amorf bir takıntı haline getirilecek bir nesne değil, batırıldığı toprak parçasını selamet, adalet ve huzur beldesi yapmak için ter dökülecek bir olgudur.
Bayrak, faşist öykünmeler veya populist sloganlar eşliğinde sömürülecek değil, küresel ve lokal her tür sömürüye karşı, altında birleşen insanların elele vermesiyle yükseltilecek bir semboldür.
Bayrak, savaş naraları ile değil, barış ve adaletle yükselir. 

Kendi isminden Arap Peygamber'in adı diye Mustafa'yı ve yine Arapça diye Kemal'i atarak Kamal Atatürk'e çeviren ve öylece ölen Atatürk'ün, 'tarihte yarım kalan çılgın hamleleri' arasına karışan bu bayrak atraksiyonu’ndan sonra, 'Atatürk'süz Bayrak Olmaz' diyenlere verilecek cevap, yakın tarihin bu köksüz ve jakoben 'gecekondu ideoloji'sinin aczini göstermek için ne kadar müsait, öyle değil mi?

"Bu ülkenin bayrağını, Atatürk bile değiştiremedi!..."
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI