Ey İslam Gençliği!

Ey İslam Gençliği!

Birinci vazifen, İslam’ın Adaleti’ni, Kur’an’ın Hâkimiyeti’ni ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.
Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.

İstikbalde dahi, seni bu itikat’tan saptırmak isteyecek, dâhilî ve haricî zalimler ve münafıklar olacaktır.

Bir gün, İslam’ı ve Kur’an’ı müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!

Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir.

Allah'ın Dini’ne, Kitabı’na ve Peygamberleri’nin Devrimleri'ne kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir zulmün mümessili olabilirler.

Kahraman zan edilen işbirlikçi diktatörler ve âlim sanılan müşriklerce, cebren ve hile ile, aziz Kur’an’ın bütün ayetleri çarpıtılmış, bütün emirleri ters yüz edilmiş, İslam’ın bütün mücahidleri şehid edilmiş veya Ümmet’in her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.

Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, İslam’ın dâhilinde, söz hakkına sahip olan âlimler, gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.

Hattâ bu âlimler, şahsî menfaatlerini, İslam Düşmanları’nın siyasi emelleriyle tevhid edebilirler.

Ümmet, fakr u cehalet içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey İslam Dini’nin evlâdı!

İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; İslam Şeriatı’nı ve Adaleti’ni yeniden kurmaktır!

Muhtaç olduğun Kudret, Allah'a İman'da, Kur'an'a ve Resulu’ne Sadakatinde Mevcuttur!