bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan
bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan
Madem devlet Arapça bir kelime, eh, adalet de kâfir de Arapça ve bu lisanda örten demek.
Değil mi ki cümle devlet erkanı, medya mensubları ve dâhi başta çay ocakları olmak üzere her tür ocak delikanlıları, Hrant Dinkin katillerinin kasten yakalanmadığını, Büyük Türk Devletinin, aslında kendisini es geçtiğini, böylelikle ölmesi gereken bir Ermeninin kafasına sıkan kahramanları yetiştirenlerin ve yollayanların görmezden gelinerek olayın Örtüldüğünü, dil ile ikrar ve kalp ile tasdik etmektedirler, o zaman ne az ne fazla söyleyeceğiz ve diyeceğiz ki, evet, şu bizim Devlet, vallahi de Adaletin Kafiridir!
Değil mi ki, ona buna gıcık olan, elde tesbih volta atan, Tivitırda Hürrem, hadi bilemedin Kösem Sultanını arayan, sorarsan Osmanlıya hasta olup Ebubekirden, Aliden ve bilumum Tevhid Devrimi yoldaşlarından habersiz yaşayan, ağabeyleri, reisleri, hocaları, şeyhleri ne derse onu İnneddinel indallahil İslamdaki Din sanıp, yüz menkıbe dinlese de nikabtan nasibsiz gezerken Polatı kaçırmayan, Cübbesize iftirayı mübah ama Cübbeliye hapsi günah sayan, hele de laf ırka gelmeye, komple Türkleri İslamın yenilmez sancaktarı falan sandığı için, Türklüğe eleştiri getiren kim varsa kafir bilip, pazarda beyaz bere ararken Agos Adios Amigos diye sayıklayan mücahitlerimiz, her dem emaneti beline, eşgali eline alıp çıkış yapmaya hazır ve nazırdır,
e ama bi dur yani,
yemeği tabakta, avradı yatakta, katili batakta, bunca mücahit'i futbol sahasında veya feysbukta bırakacak bir devlet, Türk'ün Ocağı'na yakışmaz ama di mi
Elbet ki Aliden bihaber bir Devlet-i Ali algısı için, Hikmetmiş, Adaletmiş bunlar laf ola beri gele takıntılardan başka ne olabilir ki
?
Aksi konuşan deyyus kim ola! Hele de ne diye!
Laf ola beri gele, gel gel gel, tiz haber verin Şişliye kadar gele, Agosun önünde rabıtaya yata, Ermeni Dölüne sıka, hızla kaça, polislerle resim çektirip, ilk affa kadar yata, sonrasını sorma, bu dünyada madalya, cennette huri, şarap ve meyva, bizi merak etme, zaten bir su akar yolunu, bir de devlet yakar pundunu bulur diyerek Faşist Fetva Yarışması'nda eküri özel ödülünü alanlara kalkıp bir de yapmayın, etmeyin, bu günahtır mı diyeceksiniz
Bazen düşünmeden edemiyorum, acaba Türk Devletinin DNAsında katliam var da biz boşuna mı konuşuyoruz, diye
Hrant Dinkin katillerinin futbol maçı izlerken tanışan iki deli dolu arkadaş olduğuna karar veren bir devletten bahseden haber bültenleri, Diyarbakırda 15 kafatasının bulunduğundan bahisle devam ediyor ve sonra Uluderede öldürülen 34 insanla alakalı soruşturmadan falan bahsediyorsa, sadece tv seyreden bir insan bile bu DNA Zincirindeki Katliam Geleneğini fark etmez mi
?
İşi, Devletin Bekası denilen put için, Peygamberin torununu kesen Yezide dek vardırabiliriz ama Türk değillerdi ki
Din ve devlet ilişkilerine olan bakış açılarını oralardan mı tevarüs ettik?
Ayağını çek!
Ama ne yalan söyleyelim, insanı değil devleti önemseme meziyetimizi, Araplardan aldığımızı söylemek de Türklüğe ayrıca bir hakaret olabilir!
Ön Türk Tarihini okuyanlar anlamıştır
Cengizleri, Meteleri, Atilaları tartışmaya ne lüzum?
O kadar eski olmayan tarihlerde, Türklerin devletin devamı bahanesiyle 104 tane bebeği, 6 aylık olmadan hamamda havluyla boğdurduğunu bilen bizler, bugün bir Ermeninin katil şebekesinin teğet geçilmesine neden bu denli şaşırıyoruz ki acaba?
Diğer bir deyimle ve güncel bir sorgulamayla olduğu gibi 2012de bunu yapanlar, 1915te neler yapmıştı acaba diye düşünürsek, nerelere varmayız ki?
Hiç düşündünüz mü,
Bu topraklarda neden liderler, yöneticiler değişebilir ama Katliam ve üstünü örtme geleneği değişmez?
Türklükle alakası yok bunun, direkt olarak bir ırkı suçlayamayız zira bu topraklarda canın ucuzluğu, her daim câri bir kaide.
Osmanlı zamanında sözünü ettiğimiz bebeklerden başlayın ve ekmeğin gramajından çaldığı için Eminönünde asılan fırıncıdan tutun da İttihad ve Terakkinin Ermeni Katliamına,
oradan kendisinin de Cemal Grandaya zımnen ifade ettiği gibi Türklükle alakası olmayan Mustafa Kemalin Türklere ve Kürtlere ettiklerine ve hatta Türk Genelkurmay Başkanının yüzünde sigara söndüren Türk Teğmenden,
Burada Allah yok! Türk var ulan! diyen Diyarbakır Zindan Müdürüne dek gelin ve dilerseniz araya güzel Türk Başbakanı Tansu Çillerin Özel Katliam Timlerini veya devleti iyi tanıyanların daha dün yutturdukları Uludere İstihbaratı yemlerini sıkıştırın!
Nereye bakarsanız bakın, Kemalist Kadro da olsa, Türk-İslam ülküsü de olsa bir konuda ısrar edildiğini göreceksiniz: Öldürmek ve Örtmek!
Bundan sonrasında konu Dinkle alakalı değildir!
Hrant Dinkin tetikçilerine birkaç sene verip, katil şebekeye kör kalarak selam göndermek, sanılandan ince bir iş kanımca
Bu kanlı selamı alan o kadar çok fazla toy delikanlı var ki
İslam edeb ve âdâbından mahrum,
din adına bir şeyler dinlediği birilerininin elinde farkında olmasa da mazlum,
ölüp gidenin değil, öldürülüp gönderilenin arkasından pis kâfir diyecek kadar kalbi katı,
sanki birileri için bir şey yapıyormuş gibi Dink için düzenlenen eyleme bile karşı duracak kadar sloganik o kadar aktif kötü potansiyeli taşıyan pasif kötümüz var ki
Hrant Dink kararı, en başta bu kitleye selâmdır.
Selamı alanları isim isim yazmak da mümkün ama iki blog öteye giden anlar
Ha, bir de şu var
Velev ki Devlet, Devlete teğet geçmedi de, bu cinayet, futbol maçı izlerken tanışan iki gencin, kızın yanına Arkadaşla bahse girdik, sana ne kadar güzel olduğunu söylemem lazım diyerek giden ergen liselilere öykünen bir heyecanla tetiklediği infaz olsun!
Ne değişir?
Hiç düşündünüz mü bilmiyorum ama
Bu Devlet, Dinki öldürtmediyse dâhi, katil değil midir?
Yâhû, Dink Kararından 3 gün önce bu kalem erbabı değil midir, haklı olarak, Erdoğan Devleti temize çıkaramaz! diye çiziktiren?
Eee? Ne değişir?
Dersimden özür dileyen Başbakan, ırkçı oyları kaybetmek pahasına o facianın adına Uludere Katliamı demek cesaretini gösterebilmiş midir?
Hayır.
Dink Davasından bu sonucun çıkacağı bilinmiyordu diyen varsa kendini kandırmasın, yok öyle bir şey.
İsim isim saymaya gerek yok, dosyadaki herkes çok süre önce serbest bırakıldı zaten
Erhan Tuncel karar duruşmasında kalkıp Emniyet neden engellemedi o zaman? Ben bunun cevabını istiyorum bu mahkemede! demedi mi?
Ben Emniyete Haber verdim, neden engellemedi? diyen adama cevap veremeyen bir devletin başındaki Başbakan, seçimlerden önce girdiği milliyetçilik kanalından çıkıp Dink kararının hemen sonrasında eşi ve arkadaşları, yani bu ülkenin insanları, gözyaşlarıyla Beşiktaştan Şişliye yürürlerken bir açıklama yapmış mıdır?
Hayır.
Tıpkı Roboskide olduğu gibi, yine çıkan o değildir; Sadullah Ergindir, Arınçtır ve saire
Neden?
Yoksa Türk Devlet Geleneği ağırdır, öyle her kelleye ağlamaz mı?
Bakın bir şey söyleyeyim mi
Dinkin katillerine teğet geçen adaletsiz ok, eğer bir şekilde temyizde kırılmazsa, bu devletin tam ayağına girecektir!
Başta da söyledim, ister kâfir olsun ister Hrıstiyan isterse bilmem hangi mezheb, fark etmez, Adalet Evrenseldir.
Cebinde firavun resimli parayla yaşayıp, Sosyal Medyada Dink Kararının Şeriat-ı Garra-yı Muhammediyeye uygunluğunu savunan köksüzler, Allahın adaletini engelleyemezler!
Bir devlet teknik olarak- küfürle idare edilebilir ama zulümle idare kalıcı olamaz!
17 günlük bebeğe 3 gün 3 gece tecavüz edenleri affeden devlet, kendine eleştiri getirenleri Siyasi Mahkûm diyerek güneş ışığına tevbe ettiriyorsa,
Marmaristeki çıplak kadın ressamı Kenan Evreni yargılamayı matah bir şey zan edip Diyarbakır Zindanlarını kapatanlar, Kürtleri savunan kızların baş örtülerini zorla açtırıyor ve sonra teknik takipte örtüsüz olduğu anlaşılmıştır diyerek bir de Nazi gibi izlediklerini itiraf ediyorlarsa,
Saçını traş ettiği veya pankart açtığı için öğrencileri terör örgütünden yargılayanlar, T.C benim gençliğimi, heyecanımı ve fakirliğimi kullandı diyen Yasin Hayalleri örgütle yargılamıyor ve serbest bırakıyorsa,
Ceza kesmediği Ergenekonistleri yıllarca Silivride tutarak yeni bir Kemalist Kadro yetiştirdiğini fak etmeyenler, 2023ü işaret ederek Kemalizmin Restorasyonuna hizmet ederken,
Kurtuluşun değil Osmanlıya Darbe Operasyonunun başlangıcı olan 19 Mayısın Gençlik ve Spor yerine Gizlikle Satış Bayramı olduğunu belgelerle açıklamaya cesaret etmek bir yana, Nazi Almanyasından taklid edilen megalomanik ve erotik kutlamalarını dâhi kaldıramıyorsa,
İsraile savaş açmayı düşünenler yoğun brifinglerle ikna ediliyor ama sonra hesabı sorulamayan Mavi Marmara Şehidinin şehrinde Kahrolsun İsrail demek suç unsuru kabul ediliyorsa,
o zaman Devlet tanım değiştirebilir ve
Bulunduğu topraklar üzerindeki en büyük örgütten,
Bulunduğu topraklar üzerindeki en katil ve zalim örgüte dönebilir.
Zaten bu dönmüş hali de, biz işi gücü bıraktık, teyid eden vakıayı ve bilumum destekleyenlerin ruh halini yorumluyor ve ihtar şahitliğimize çalışıyoruz!
İşte bu son süreç de uzun sürer ve sadece Allahın ikazlarını kaale alan gerçek adalet sahiplerinin ihtarları da kaale alınmazsa, adaletin kâfiri olmuş bir devlet bir çırpıda çökebilir.
Kuran ayetleriyle sabittir ki bitmeyecek, çökmeyecek, ölmeyecek tek devlet Allahın zatıdır.
Herşey fanidir, her devlet çökebilir.
Bir Hrant Dink için koca Türkiye Cumhuriyeti Devleti mi çökecekmiş, hıh diye burun kıvıranlar, Nemrutun burnuna girerek helak eden sinek kıssasından gafil kalanlardır.
Şu da var ki, Hrant Dink o sivri cümlesinde, eleştirinin ölçüsünü kaçırmış olabilir ama bu muhtemel doz aşımı, adaletli insanların ülkesinde, birisinin gönderilip yazarın öldürülmesi veya sonra adaleti sağlayacak polislerin katille bayrak töreni yaparak resim çektirmesi ve en sonunda da adaleti sağlayacak karar mercinin komple şebekeyi es geçmesi ile karşılanmaz!
Tabi ki hükümet konudan masum ve masun değildir.
Bundan sonrasında Adalet ve Kalkınma Partisi derken de iki kere düşünülmeli ve en önemlisi, AK Parti deyin, AKP demeyin diyen Başbakan, bunun hakkını vermek için,
Halktan yüzde 50 oy değil, Hakktan yüzde 100 onay almayı önemsemelidir!
Mademki Referansımız İslamdır diyen bir başbakandır, öyledir;
aşk ile kalben bir daha,
İnsanlardan değil benden korkun! diyen Allahın dininde Esas Duruş, Halk'tan Yüzde 50 Oy Almayı değil, Hakk'tan yüzde 100 Onay Almayı Önemsemektir.
Haburdan sonra sıfırlanan blok Milliyetçi Oylar için devşirilen sözler, seçimden sonra da kendine çeki düzen vermiyorsa, burada insanlar Demokrasi Araçtır, Amaç değil diyen İslamcı Başbakanı sorgulamaya başlarlar ve bu sorgudan temiz çıkmak, sadece ve sadece adaleti artık ıskalamamakladır.
Bazen öyle durumlar olur ki, halk sapar, ama Hakk asla sapmaz!
Dik duran bir lider için Halk saptığından dolayı ben de saptım gibi bir Ahiret repliği olamaz!
Dünya Tel-Aviv Lobisinin güdümünde olduğu halde Davosta Bi Dakkaaaaa! çeken Erdoğanın, Anıtkabir Lobisine, Ergenekonist hezeyanlara veya Devletten ırkçılık hastalığı kapan Halka çekeceği hiçbir Eyvallah olamaz!
Ne ki diğer yandan, Dinkten sonra Agosa Genel Yayın Yönetmeni olan Ethem Mahçupyanın durduğu yer dikkat çekici:
PKK olmasa AK Parti, Dink Cinayetini çözerdi diyen Mahçupyan, Dink Kararının Hükümetin PKKyı bitirmek için polis-askerle iyi geçinme stratejisinin sonucu olduğunu söyledi.
Adalet Bakanı Ergin ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da, kararın vicdanları rahatsız ettiğini ve davanın bitmediğini belirttiler.
Bunlar uru bitirmek için zaman isteyen sözlerse, güzel teselliler ama değilse,
metastaz kaçınılmaz!
Velhasıl-ı kelam; biraz daha zaman
Bir kalemde iki şey eksik olmaz: Düşünce ve vicdan.
Biz kalemimizi Hanslar, Hrantlar, Hrıstiyanlar için Adalet lehine susturur da Adalet ve Kalkınma Partisi lehine konuştursaydık, her koşulda mutlak Adalet isteyen Allaha hesap veremezdik, veremeyiz, verilemez.
Bugün Hrant Dinkin katillerinin arka-daşlarını teğet geçenlerin selamları, sadece Allahın Selamını alıp vermenin önemini anlatan bir ders gibidir!
Dinkin katillerini yüreklendiren ve onlara öykünen cahilleri yüreklendiren bu selam, Said Nursiye zulmü, Şeyh Saide katli, Rizeye bombayı, Dersime katliamı, Türklere Atatürkle, Kürtlere ApoKürtle hizayı, hele de gözümüzde yaşlarımızla andığımız Metin Yüksele bir cami avlusunda düşmeyi reva gören kalemin selamıdır!
Allah için, Müslümanlar artık biraz geniş bakmayı öğrensinler!
Bırakın Ermeniler hakkında adalet ve şehadet isteyenleri aşağılamak, faşistlere kalsın
Ermenilerle, Rumlarla ve Musevilerle düşman olmamızı üfleyen dudaklar, her yanımız düşman kaplı diyerek sosyo-psikolojik kapılarını kapattıkları Türkiye Gettosunun anasını ağlatanlarla ikizdirler.
Oysa Kuran Aklı, Kuran Edebi, Kuran Adaleti hiç şaşmaz.
Biz, 'Bâri' biz, zulmü ırkçı fanuslara değil elimizdeki Kitaba bakarak tanımalıyız!
Tarihte de bugün de, Ehl-i Kitabdan adam gibi adamlar ve müslümanlardan da çok kitapsızlar çıkabilir, farkına varmalıyız
Bizler Müslümanız ve Kuran İklimini ıskalamamalı,
Hurafeci Farelerin üflemesiyle uyuşurken bizim de 'Ehl-i Kitab' olduğumuzu unutmamalıyız!
Bir millete olan düşmanlığınız, sizi onlara zulm etmeye yöneltmesin diyen Allah Rabbimizdir ve Tevhide inanan insanlar olarak başkalarından terbiye ve hiza almamalıyız
Yaptığımız yorumları duyan vya okuyan, aklı başında ve ahlaklı bir kimse tarafından, "Senin İnandığın Allah sana mahkemesi yapılmamış bir insanın öldürülmesini önemsememeni mi söylüyor?" dediğinde mahcub olmamalıyız...
Biz biz olmalı, çok dikkat etmeli,
Dincilik ambalajlı paketleri açmamalı ve
tabiî ki sadece Allahın Selâmını almalıyız