İran Terörü Irak ve Suriye'den Sonra Bursa ve Esenyurt'ta!

1994’te 18 yaşıma girdiğimde, ilk üye olduğum parti Refah Partisi’ydi.

Bembeyaz takım elbisemi giyip sandıktaki müşahid görevime koştuğumda, hiçkimse benim Refah’lı olduğuma inanmamış, hatta beyanımı şaka sanmış, “Refah’ın adamı nerede kaldı“ diyerek hayallerindeki şahıs nasıl bir tipteyse onu beklemeye devam etmişlerdi.

Ne Ortaköy’deki Doyum Lokantası’nda Refah’lı ağabeylerimizden Erbakan’ın Milli Görüş doktrini hakkında bilgiler alırken ne de Sultanahmet Mitingi’nde Hoca’mızı can kulağıyla dinlerken, Suriye’de İran terörü devam ederken Osmanlı’nın ilk başkentine bu katliamın sorumlularından Ahmedinejad’ı çağırmayı, daha da kötüsü bu katilin korumalarıyla bir olup ağızlarından hiçbir kötü söz çıkmamış Müslüman gençleri linç etmeyi öğrenmedim!

Ya şimdi?
Kerbela'yı kendine ambalaj yapmış Pers/Fars Faşizmi ve İran Terörü, Afganistan, Çeçenistan, Irak ve Suriye'den Sonra Şimdi de NEcmettin Erbakan Vakfı'nın vesilesiyle Bursa'da ve Ak Partili Belediye'nin davetiyle Esenyurt'ta!

Mücahid Lider Rahmetli Prof.Dr.Necmeddin Erbakan’ın vefa’t yıldönümünde Necmettin Erbakan Vakfı, Müslümanların katili İran’ın liderlerinden Mahmut Ahmedinejad’ı, Bursa’daki salon toplantısına davet etmekte beis görmemiştir.

Türkiye’deki Müslümanların Suriye’deki kardeşlerine olan yürek yangınını görmezden gelerek asırlardır bağırlarında sakladıkları Anadolu’yu İran’laştırma histerisine yenik düşen Faşist Fars Diktatörlüğü’nün eski liderlerinden Ahmedinejad, davete icabet etmiştir.
İran’lı lider konuşmasını yaptığı sırada müslüman bir genç “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” dediği anda, başka hiçbirşey demesine ve sözlü protestosunu yapmasına izin verilmeksizin, sırf bu sözleri nedeniyle kanlar içerisinde bırakılmıştır.

Onunla beraber olan ve uğruna on binlerce şehid verilmiş 3 yıldızlı Özgür Suriye Bayrağı'nı açabilen 3-4 genç de, yine feci şekilde bu mezhepçiler ve idraksizlerce dövülmüşlerdir.

Videolarda da açıkça görüleceği üzere bu müslüman gençleri dövenler, Ahmedinejad’ın İran’dan Türkiye’ye gelen silahlı korumaları, İstanbul-Halkalı’dan Bursa’ya giden mezhepçi fanatikler, Necmeddin Erbakan Vakfı’nın görevlileri ve toplantıya katılan bazı Erbakan sempatizanlarıdır.

1600 kişilik salonun tam ortasında, işbu bu programın sunucusu elinden mikrofonu bırakmış ve protestocu gençlere saldırmış, birini yumruklarken çok net olarak kameralara yakalanmıştır. Şimdiye dek böyle bir rastlayanınız var mı? Ben duymadım, görmedim, bilmiyorum.   

Yüzbinlerce Suriyeli Müslümanın Katili İran'ın liderlerinden Ahmedinejad'ı Bursa'da protesto ederken, bu katilin korumalarının, İstanbul İkitelli-Halkalı bölgesinden Bursa'daki salona giden fanatik Caferiler'in ve bu İranperest'lere destek vererek Müslüman kardeşlerini yumruklamaktan ar haya duymayan sözde Ehl-i Sünnet, gerçekte Ehl-i Sünepe şuursuzların sayısız yumruk ve tekmelerine maruz kalan Mücahid kardeşlerimi tek tek ellerinden ve alınlarından öpüyor, vücutlarındaki yaralarının mahşerde defterlerindeki günahlara kefaret olmasını Rabbim'den niyaz ediyorum.

Bu asil protesto eyleminin, İran ve Hizbullah askerlerinin necis vücutları altında ezilen sayısız Suriyeli Müslüman bacılarımıza ve İran’lı savaş dehası (!) Kasım Süleymani'nin yönettiği İran'lı generallerce işkenceyle katledilen binlerce şehidlerimizin ruhlarına bir zerre olsun serinlik vermesini yine Yüce Rabbim'den ihlasla temenni ediyorum!

Zaten bu organizasyonu Beşar El Esed’le fotoğraflar çektirip Samanyolu Tv’den Recep Tayyip Erdoğan’a iftiralar düzen Saadet Partisi yapsa şaşırmazdım. Beni şaşırtan ve halen iç yüzünü çözemediğim konu, Fatih Erbakan’ın nasıl olup da böyle bir hataya imza attığı dır. Fatih Erbakan, SP’nin yanlışlarına ayak uydurursa, Müslümanlar’ın gururu olmuş bir liderin, Müslümanları kaale almayan oğlu olarak tarihe geçeceğini görmüyor mu?

Kendisinden beklemiyordum… Allah affetsin…

Merhum Necmeddin Erbakan gibi bir mücahidi anarken, Kerbela Katliamı'nı kendine ambalaj yaparak Afganistan'da, Çeçenistan'da, Irak'ta ve Suriye'de her daim Ümmet-i Muhammed'i sırtından bıçaklayan Faşist Pers Diktatörlüğü'nün eski bir yöneticisini Bursa'ya çağırmak rezaletiyle yetinmeyerek, yıllardır müslümanlardan gizlenen ve ancak son yıllarda bir yaz güneşi gibi ayan beyan ortaya çıkan "İran=Yeşil İsrail" oyununu fark ederek Bursa'daki rezilliği protesto eylemiyle yerin dibine sokan Aziz Müslüman gençlerin kanını dökenleri "İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi Helak Etme Allah'ım!" ayet-i celilesi ve duası eşliğinde Aziz, Kahhar ve El Muntakiym olan olan Allah'a havale ediyorum.

Birinci Osmanlı Başkenti Bursa'da, Osmanlı'nın, Türkiye'nin ve Müslümanların en büyük düşmanlarından ve katillerinden olan İran'ın tiranı, ancak 4-5 yiğitle protesto ediliyorsa ve bu gençler İran'dan gelen korumalarca Türk Toprakları'nda dakikalarca dövülüyorsa, bunda biz Müslümanlar'a acı ibretler ve kendine gelmek için fırsatlar vardır.

Anlaşılıyor ki İran, bu putperest katil sürüsünün ülkesi veya anavatanı değil, İlahıdır!

Ehli Beyt-Kerbela-Hz.Huseyin diyerek yıllarca müslümanları aldatan Fars Faşistleri, Çeçenistan, Afganistan, Irak, Suriye ve Bursa'dan (!) sonra dün de Esenyurt'ta onurlu ve şerefli 1 (yazıyla bir) Müslüman kardeşimizi daha, sadece Katil İran dediği için linç etmişler, burnunu ve kaburga kemiklerini kırmışlardır.

Olay Türkiye'de olduğu için Bursa'da ve Esenyurt'ta masumane protesto eylemi yapan Müslümanları öldürememişler, ailelerini bulamamışlar ve tecavüz edememişler fakat Afganistan'da ve Irak'ta ABD ile, Suriye'de Kasım Süleymani isimli İran'lı katilin liderliğinde bizzat elleriyle ne gibi linçlere, işkencelere, katliamlara ve tecavüzlere imza attıklarını ispatlamışlardır.

Bursa'daki salonda Müslümanların linç edilmesinden ve kanlarının dökülmesinden sonra hiç çekinmeden aynı Ahmedinejad'ı İstanbul-Esenyurt'ta ağırlayan AK Partili Belediye'yi çok net bir şekilde kınıyorum!

İran'la bir görüşme olacaksa bunu yapacak olan, birkaç Alevi'den oy alma stratejisiyle popülist tavır ortaya koyan ve AK Parti ilkeleriyle ters düşen herhangi bir belediye değil, hükümet ve devlettir.

Esenyurt Belediye Başkanlığı, muhatabınca kabul edilir mi edilmez mi bilinmez ama, salonun güvenliğini sağlayamadığı gibi net bir gerekçeyle, protestocu Müslüman gencin tüm masraflarını karşılamalı, helallik istemeli ve kan parası/tazminat ödemelidir.

1 Müslümana 100 fanatik şuursuz mezhepçi saldırırken "DURUN YAPMAYIN" demek yerine dalga geçercesine su içerek insanlıkla ve İslam'la olan alakasını (?) ortaya döken 'Yeşil İsrail=İran' Lideri Ahmedinejad'ın bu ibretlik halini görmezden gelip sanki İsrail ile İran'ın düşman olduğuna kendilerinden başka inanan kalmış gibi hala salonda "KAHROLSUN İSRAİL" sloganı atanlara Rabbim'den birazcık olsun basiret, feraset ve hidayet diliyorum. 

İsminin Ulaş olduğunu öğrendiğim 'İbni Mes'ud yürekli' kardeşime de Allah'tan şifa diliyor, ona kalkan onlarca eli, Kahhar olan Rabbimize havale ediyorum.

"Mazlumun zalimden hakkını alacağı gün,
şüphesiz zalimin zulmettiği günden daha şedid olacaktır!"
Ali bin Ebi Talib!

Fatih Tezcan

twitter.com/fatihtezcan
fatihtezcan@hotmail.com