bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan

bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan

bursa escort - bursa escort - bursa escort - escort bursa - escort bursa -
izmit escort şişli escort istanbul escort anadolu yakası escort bayan
Bugun...
SON DAKİKA

KAİNAT’IN BAŞÖĞRETMENİ ALLAH’TIR!

 Tarih: 30-11--0001 00:00:00
Fatih Tezcan

Bir Cum’a’ya daha kavuştuk… Bir içtima ezanı daha okundu… Mescid denilen sınıfta toplandı talebeler saf saf, bir adayış binası’nın zemin katında… Kafalar düşünceli, kalpler saf… Talep: ilim ve dua, umut: istiğfar ve af…

Binanın değil de biadın ve insanın zeminine inilirdi orada zira… Akabe bir biat La’ya ve müslümandan başka bir şey olmamaya… Akabe her daim azra!

Ve işte muallim geldi, gözü yaşlı hurma kütüğünün varisine çıktı adım adım…

Gürlüyor yine gürül gürül her zamanki gibi gürültüden münezzeh ve azade…

Saate bakıp tekbir getirip uzun bulduğu hutbe, talebelerinin nazarında bir tadım.
Sevgi ve güven dolu sineler ilminin emrine amade…

“Kainatın Başöğretmeni Allah’tır!...” dedi...
“İnsanlığın Başöğretmeni ise Hazreti Muhammed Mustafa!....”

Dinledim ve düşündüm de…
Dayatılan tek gözü kör öğretmen tariflerini reddeden, sınıfın arka sıralarının mahzun ve sorgulayıcı suratlı Müslüman öğrencisi gibi hissettim kendimi bir an…
Mescidde en önde olmama rağmen masiyetimin yansımasını görerek sinemdeki maneviyat aynamda…

24 Kasım Öğretmenler Günü… Öyle mi?

Bilgi okyanuslarından ve ilim hazinelerinden ancak O’nun izin verdiği kadarının öğrenilebileceği el-Âlim Allah’ın kulluğuna ve “Hayat ilk nefesten son nefese kadar öğrenmedir” diyen Muallim Hazreti Muhammed’in eğitim ve öğretimine talib-e olmaya karar vererek kınayanın kınamasından korkmadan bu tahsili tamamlamaya azmetmiş insanlar için her gün öğretmenler günü değil midir zaten…

Rahmetli Cemil Meriç “herhalde iğrendirmek için Öğğğretmen dediler” demiş…
Sağlamasını, önemsiz olduğunu seneler sonra idrak edebileceği sınavdan geçmek için mahrem yerlerine kadar kopyalar yazan kız öğğğrencilere veya postmodern peygamber gibi seyredilen Polat’a bakarak takındıkları tavırlarıyla tiksindirici bir delikanlı tarifinin içini dolduran erkek öğğğrencilere bakarak yapabiliyoruz.

Sen misin cennete layık muallimden cehenneme dek laik öğretmene inkilab eden…
Öyle öğğretmene böyle öğğrenciler o zaman…
Çık şimdi işin içerisinden çıkabilirsen…

Hâlbuki adı muallimdi onların… Hâlbuki işi ilimdi onların…

Ne ki Allah değildir o Âlem’dir yani alamettir yani Halik’ını işaret eden bir muallimdir.
İlim kelimesi dahi buradan gelir.
Ne ki Allah’ın yarattığı âlem’in alametini idrak ve izah etmeye matuftur o ilim’dir.
İlim’in içinde işte bundan dolayı bilme lüksünün yanında anlama çabası da vardır ki bu da Hikmet’tir.

Bilim’in öksüzlüğü hikmetsizliğindendir.
Ne ki alemin alametliğini anlamadan ve anlatamadan tek gözle bakarak bilgi-data-info üstüne kuruludur, işte o Deccalist bilimdir…
Hayatta en hakiki mürşidin ilim olması için önce ilim’in Hakk’ının verilmesi gerekir.
Üstünde ve içinde Hak olmayan bilimi Hakk’ın kullarına mürşit ilim olarak tanıtmaya kimsenin hakkı yok.
Hak’sız bilime dayanan ama Hak’lı insanlara dayatılan öğretim ise insana öğretim değil insanı ‘öğütüm’ olur.
Bu durumdan cesaret alan eğitim, paradokslardan ve postulalardan beslenir ve eğittiği insanları, telafisi zor biçimde geçmekte olan zamana paralel hüsranın o ağır yükünün altında biraz daha eğmeye sebeb olmaktan başka hiçbir işe yaramaz.
Bu eğitim ve öğretim sistemi cahilin cehl’ini perçinlemekten başka bir şey yapamadı ve yapamaz…
Asrın muallimlerinden Mehmed Akif’in “bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olabilir!” vecizesi nasıl da pamuktan mamül gediğe atılmış ağır bir tesbit taşıdır…

Oysa Allah Rab’dir. Rabb’ül Alemin’dir. Alemlerin Rabbi’dir.
Ne ki Rab değildir, o Rabbini öğreten mürebbidir talebelere…

Âlim’dir ve Rab’dir Allah, yani insanı ve döşeği olan kâinatı ve bu yarattıklarından istifade yollarını Yaratan ve yaratmakla kalmayıp ilk insandan itibaren kullarına öğretendir O.

Allah, gönderdiği dinleriyle ve izin verdiği ilimleriyle bir tahsil imkânı açmıştır kullarına.
Beslenme-Boşaltım-Üretim Sistemi üçgeninde sıkışmamış insanlar için bir mekteptir, bir okuldur bu âlem ve bu dünya…

Bir tahsildir bu hayat, Başöğretmen Allah’ın himayesinde…
Kutsal ders kitaplarıyla techiz edilmiş kutlu muallimler yani peygamberler eşliğinde bir tahsildir hayat, ta doğumdan varana dek ölüme…

İlahi müfredatın adı hep İslam’dı ve yine öyle…

İnsanların ve cinlerin son başöğretmeni Hazreti Muhammed Mustafa

Âlem’deki her zerreyi Allah’ın ayeti ve bunu anlamayı da Allah’ın ilminin inayeti olarak anlamakta ve anlatmakta olan kişinin adı Muallim

Kıyamete kadar müfredatı güncel ve muhtevası hatadan münezzeh ders kitabı Kur’an

Bu tahsilin talebelerinin adı Müslüman.

Hocasını sadece dinlemekle kalmayıp O’na güvenen, ilahi müfredata sadık ve ders kitabının muhtevasına tâbi talebelerin adı Mümin

Müfredatı hayatında uygulamalı tatbik edenlerin adı Muttaki

Yalnız bir müfredata tabi ve yalnız bir okula müdavim talebelerin adı Muvahhid

Bu okulunu eğitim ve öğretimden men etmeye çalışanlara karşı okulunun içinde veya önünde direnenlerin işi cihad ve adları Mücahid

Alim olan Allah’ı için…

Kara tahta hükmünde kainat için…

Muallimi yani peygamberi için…
Ders kitabı Kur’an’ın üstünlüğü için mücadele ve mücahede verip hayatına yani tahsiline son verilenlerin adı Şehid!...

Hakiki hürriyetin Halık’a kullukta olduğunun öğrenen Adem a.s’dan bu yana fikri hür irfanı hür nesiller yetişmekte bu İslam okulunda…

Sınavların en büyüğü hayatın bizatihi kendisi.
Sınavı yapan Rahman olan Allah olunca prosedür de değişik haliyle...
Bu sınav devam ederken Furkan olan ders kitabı Kur’an açık ve Usvetün Hasenetün olan Öğretmen hala hadis ve sünnetiyle konuşmakta!
Âdemoğlu, yanlış cevaplar vermek için çok aceleci ve nankör olmak zorunda…
İstediğini soran insan istemediğini duyduğunda okuldan kaçıyor ve sınavı terk ettiğini sanıyorsa bu vereceği en yanlış cevap oluyor.
Sınav devam ettiği yani talebenin kalbi attığı sürece soruları yinelemek ve cevabları yenilemek için Allah’a başvuru serbest.
Tevbe, geçerli ve yeterli silgi.
Tevbe mükemmelleştiriyor transkripti…
İşte tüm bunlardan dolayı Mahşer Meydanı’nda diploması solundan verilirken bir sınav hakkı daha istemekte haklı olamayacak insan…
Asrın bir diğer dev muallimi Said Nursi’nin “Cennet ucuz değil cehennem lüzumsuz değil” sözünü hatırlayacak belki…
Sayamayacağı kadar nimetlendirilmiş mazideki o mektebin sınavında ter dökenleri anımsayacak belki de terinde boğulacak bir strese girerken…
Kulak arkası ettiği “İman En Büyük İmkândır” kopyasını hatırlayacak belki de kim bilir…

Çok uzun sandığı sınavın bir kuşluk vakti kadar olduğunu öğrendiğinde ah edecek insan öğretmen diyerek dinlediği öğütmenlerine…
Kopya çekmek isteyenin kopya çekebileceği kadar bir süre de tanınmıştı oysa kendisine…

Çağdaş öğretmenler… Sekülerizm… Modernite… Laisizm…
İki hayata inananlar için çok sığ ve yabancı!...
Oysa İnsan… Muallim… İlim… Alem… Alim… Allah!...
Bu hayat, bu okul, bu sınav, bu dua bizim!...
Üstelik bu okul sıcacık ve bu dua çok kuşatıcı...

24.11.2007 Çamlıca
fatihtezcan@hotmail.com

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI