bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan
bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan
Kısacık bir ziyaret ve eylem olmasına rağmen büyük önemine dikkat çekme isteğimden dolayı Ocak ayında Suriye’nin başkenti Şam’a gittiğimizde yaşadıklarımdan aklıma gelenleri Şam Seferi başlığıyla AnalizMerkezi.com’da yazmış ve sizlerle paylaşmıştım.
Bu hatıraları 9 ay sonra yazmama vesile olan, Âdem Özköse’nin, Türkiye’den Arap ülkelerine ihraç edilen dizi film ambalajlı ahlaksızlık zehrine değinmesidir.(1)
Şam Seferi-2’de anlatmıştım olanları…(2)
Şimdi biraz deşifre zamanı…
Kusura bakmayın ama ben yine ve ısrarla funda-mentalist olacak yani sinekle boğuşmak yerine bataklığı işaret edeceğim:
Türkiye’de modellik, film ve dizi film sektöründeki biseksüel-sabatayist hâkimiyeti devam ettiği sürece akl-ı selim sahiplerinin ve ahlak hassasiyeti yüksek kesimlerin duyduğu rahatsızlık asla giderilemeyecektir!
Konuyla alakalı olarak kendisi de bir manken olan Vahe Kılıçarslan’ın yazdığı kitaplara bakılabilir…
Benim o cemiyete yakın olduğum dönemde Vahe’nin arkasından kötü söylemeyen çok az kişi vardı…
Neden?
Çünkü Vahe Kılıçaslan, belli bir çevrede herkesin bildiği ama herkesin ‘çeşitli menfaatlerin telaşları’ nedeniyle sessiz kaldığı rezaletlerin sorumlularını isim isim yazmıştı…
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de moda, sinema ve modellik sektörlerinde musluk başlarında gaylar ve dönmeler/sabatayistler/gizli-açık Yahudiler oturmakta…
Adı konulmamış bir hiyerarşinin başında 5 kişi bulunmakta…
En tepede Erkan Özerman var olduğu söylenir…
Türkiye onu ‘elite model’ yarışmalarından tanır ama enternasyonel nüfuzu ve gücü bu yarışmaların çok fevkindedir.
Elite Model’larda ilk 5’e falan girmek için, kendileri için gay denilen bazı musluk başlarına taviz vermek(!) yani onların İslam’a göre sapıklık olan bir takım ihtiraslarını karşılamak olmazsa olmaza yakın mesabededir…
O camianın adı konulmamış olmazsa olmazları var…
Bunları değil kabul etmemek veya eleştirmek, daha burun kıvırdığınız anda camiadan ve organizasyonlardan diskalifiye olursunuz…
Elite Model’a hiç girmedim ama giren tanıdıklarım oldu.
Neden girmediğimi zaten yukarıda okumuş oldunuz.
Allah her daim hakkı tanıyıp tutanlardan ve batılı tanıyıp uzak duranlardan eylesin.
Girmiş olsaydım bana ne gibi isteklerle gelineceğini, yarışmanın olduğu hafta yarışma kampında neler yaşanacağını, hangi ünlü organizatörlerin otel koridorlarında ne ihtiraslarla gezeceğini, kim neyi nasıl karşılarsa kaçıncı olacağını yaklaşık olarak kestirebiliyorduk…
Ne hazırlanmayı ne katılmayı hiç düşünmememin sebebi buydu…
Hani ünlü aktörün hangi elite model birincisi aktörle Amsterdam’da evlendiğini(!) duyduğunuzda zaten nasıl bir camiada olduğunuzu anlıyorsunuz…
Ve çıkıp gidiyorsunuz…
Gitmeyenler ve sağlıklı ilişkiler içerisinde mesleğini üst düzey profesyonellikle icra edenler var pek tabi ama ne ölçüde ve sıklıkta orası erbabınca malum…
Şimdi, Erkan Özerman’ın düzenlediği Elite Model 2002’de bir olan Kıvanç Tatlıtuğ’a bir de bu perspektiften bakmaya ne dersiniz?
Erkan Özerman internette birçok yerde sabatayist olarak geçen bir isim…
Seneler önce Münih isimli bir filme gitmiştim…
Yine bir Yahudi olan Spielberg’in yönetmenliğini yaptığı şu film hani…
İnternette arayıp bulursanız filmin finali ile ilgili yaptığım o yorumu okuyabilirsiniz…(3)
Aynısını Aşk-ı Memnu için de tahmin ettim…
Araplar’ın da seyrettiğini öğrendikten sonra çevremden seyredenlere nasıl bir ahlaksızlıkta olduğunu sorduğum Aşk-ı Memnu/Yasak Aşk(!) için genelde çok açık sahnelerin olmadığı söyleniyordu bana…
Ve ben bunu her duyduğumda aynı şeyi söylüyordum: “O zaman son bölümü bekleyin, o bölümde en açık sahne oynayacaktır!”
Nedenini soranlara nasıl anlataydım ki lanetlenmiş kafanın nasıl çalıştığını!...
Dünyadaki nüfusları toplam 20 milyon belki var belki yok…
Siyonist merkezlerine toplayabildikleri nüfus ise 5.5 milyon oldu…
Dünya nüfusu 7 milyar…
Yani tüm dünya nüfusu, tüm Yahudi nüfusun 350 katı ve Siyonist nüfusun ise 1270 katı!
Kutsal kabul ettikleri ama aslında değiştirilmiş olan kitaplarına göre kendilerinden başkalarını(gohim) ‘kır hayvanları’ olarak etiketleyen bir kafanın kendilerinden 1270 kat fazlası bir ‘hayvanat bahçesini’ nasıl ehlileştirebilecekleri konusunda boş durduklarını sanmak ve duyduğu her şeye komplo teorisi muamelesi yapmak, o kafanın isteyeceği başlıca tavırlardandır…
Bizim işimiz sabatayist avcılığı değil evet ama ahlak avcılığı olmalı zira ahlakı kaybettiğimiz an her şeyimizi kaybetmişiz demektir…
Çok sabatayist tanıdığım var ve hepsi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ama Türkiye’deki bazı önemli noktalardaki sabatayistlerin uzak kaldıkları İsrail’e bulundukları konumları kullanarak akla hayale gelmeyecek çapta planlarla yardım ederlerken bize iğrenç gelen ifsad metodlarını uygulamaları anlaşılamaz değildir.
Mesele mikrobun varlığını sadece tesbit değil aynı zamanda hastalıktan korunmak yani önleyici tıbba dikkat etmek ise hedonist dizilere şifre dâhil her türlü önlemi destekliyorum.
Bu dizilerin Arap Yarımada’ya satılması veya orada seyredilmesi belki engellenemez.
Ama Araplar’a işin iç yüzü anlatılabilir…
Adem Özköse’nin anlattığı problem inanın çok büyük ve zaten oradaki ahlak ehli insanlar da çok şikayetçi toplumlarında yapılan bu ifsad harekatından…
Yakında Arapça ve ilim tahsili için Suriye’ye geçmeyi düşünüyorum ve gittiğimde fırsat olursa bunları orada da anlatacağımdan emin olabilirsiniz.
(1) http://www.analizmerkezi.com/Yazar/Fatih-Tezcan/SAM-SEFERI-2--HAMAS-MAHALLESI.php
(2) http://www.analizmerkezi.com/Haber/Islam-Dunyasi/29092009/TURKLER-MUSLUMAN-MI-.php
(3) http://www.cemaat.com/munih
