Onun sıfatı 'Suudi Arabistan Başmüftüsü' ama biz bundan böyle 'Suud Baş Soytarısı' demeyi yeğleyeceğiz.
Zira Kâbe'nin bulunduğu ve Suud Ailesi'nin elinde maalesef esir olan ülkenin, dinî en büyük otoritesi kabul edilen bu şahsın, 60 yaşında erkeğin 10 yaşında kızla evliliğine izin veren fetva terörü Müslüman ülkelerdeki bütün kiliseler kapatılmalıdır noktasına kadar gelmekle kalmadı ve Cuma hutbesinde, Firavunsal Diktatörleri yerle bir eden Arap Dirilişi'ni 'Musibet' olarak göstermeye kadar vardı.
"İslam ülkelerinin bugünlerde karşı karşıya olduğu bölünme, istikrarsızlık, güvenlikteki aksaklıklar ve ayrışma, halkın günahlarının ve ihlallerinin sonucudur" diyen Şeyh, böylelikle kendisi telaffuz etmese dâhi anlaşılıyor ki, ilgili ayete atıf yaparak, dinsel arka plan kazandırmaya çalıştığı sözünü, zihinlerde güçlendirmek istedi.
Oysa ilgili pasaja yani Nisa Sûresi 89.ayete baktığımızda Sana gelen iyilik Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter âyetinin hem siyakından, hem sibakından, hem indiği konseptten ve hem ilgili kontekst'ten, Arap Devrimleri'nin tam da bu ayete sebeb olan dialogta taraf olan Dinci Müşrik Diktatörlüklerin zamane versiyonlarını hedef aldığını ve çağdaş temsilcilerini yerle bir ettiğini görebiliriz.
Mısırda yerle bir edilen İsrail ve Suud Elçilikleri, İslamı ve Sosyalizmi mezc etme iddiasıyla yazdığı Yeşil Kitapla çıktığı yolda Libyayı hortumlayan Kaddafinin milyarlarca dolarlık şahsi servetinin kamulaştırılması, Tunusta Gannuşi ile geçilen yeni adalet düzeni ve Suriyeyi 50 senedir sömüren 3 Sosyalist ailenin devrilmek üzere olması, verilebilecek yüzlerce örnekten sadece bir kaçı olarak akıllara geliyor.
Ancak Suud Diktatörlüğü de Tunus, Libya, Mısır ve Suriye'de devrilen Firavunsal Diktatörler gibi olduğundan dolayı, Suud Başmüftüsü (?) maaşı karşılığında bu ayeti eğip bükmekte beis görmedi.
O bu haliyle tipik bir bel'am yani menfaat için yalan söyleyen din adamı olup Suud Diktatörlüğü'na hizmet aşkına, ilgili ayetleri eğip bükmekten dahi kaçınmazken, 'kendilerine verilen kitaptaki kavramlarla oynayanlar'ı ihbar eden Maide 13.ayet gibi onlarca ayet'in de hedefine yerleşti.
Soytarı sözlükte Söz ve davranışlarıyla halkı güldürüp eğlendiren kimse, maskara, mecazda Hileci, hükümdara yaltakçı kimse karşılığını bulur.
İşte bu sebeplerdendir ki, Şeyh Abdulaziz Eş Şeyh'in analizi, 'Başmüftü' değil 'BaşSoytarı' olarak belirginleşti.
Anlaşılan o ki, Devrim Dini İslam'ın muhatabı ve müntesibi olan Müslümanlar için, 'biz neyi yanlış anladık veya nerede yanlış yaptık ki bizim başımıza bu diktatörler kral, bu soytarılar müftü olarak geldi?' sorusunu sormanın zamanı çoktan geldi!
Fatih Tezcan
www.twitter.com/fatihtezcan