bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan
bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan
Bir sabah, Rusya’nın başkenti Moskova’daki metro istasyonunda iki patlama olur ve...
...Ve insanlığın bittiği anlar başlar...
Suratlarda patlayan patlama sesleri...
Metrodan dışarı taşan ceset parçaları...
Birbirinden acı verici onlarca hayat hikayesi...
Ve saire ve saire ve saire...
Bunlar mıdır insanlığın bittiği anlar?
Hayır!
Bunlar insanlığın bittiği değil hayatların bittiği anlardır!
Peki, nedir insanlığın bittiği anlar?
İnsanlığın bittiği anlar, saldırının sonuçlarının, medyadan insanlara sunum dili ve şeklidir.
Sonuçta medya bir ‘güç’tür.
İnsanlığın insanlıkla sınavı ise başlıca 3 yerdedir: Para, iktidar ve güç!
Mesela, eğer medya gibi bir gücü elinizde tutuyorsanız, insanlığınız, Moskova Metrosu Saldırısı gibi olayları veriş şeklinizle Rusya’nın Kafkasya’da giriştiği operasyonları sunumunuzun arasındaki fark ve benzerliklerle ölçülür!
Tamam, herhangi bir ‘İlahi Güc’e inanmıyor da olunabilir...
Bu, adaletsizliğin bahanesi veya ön şartı mıdır?
Bir \'kutsal\'a inanmasa dahi sadece insanlık ailesinin bir mensubu ve akıl ve vicdan sahibi olduğu iddiasında olmak, adaletli olmanın önünde nasıl engel olabilir ki?
Kim olursanız olun, sağlıklı mantık silsilelerine sahip bireyler resmi olabildiğince geniş çektiklerinde şunu soracaklardır:
Ne zamandan beri ‘Devlet Terörü’nün adı ‘Ölçüsüz Güç Kullanımı’ oldu?
Neye göre?
Farz-ı Misal, ‘öyle’ diyelim...
O zaman metrodaki saldırıyı gerçekleştirenler neye göre terörist!
...
Medya denen güç, ‘Rus teröristler Çeçenistan’ı bombaladı’ veya
‘Rusyalı terörist general genç kızı onlarca defa tankla ezerek tanınmayacak hale getirdi’ veya
‘Rusya Çeçenistan’da giriştiği terör eylemlerinde şu kadar kişiyi öldürdü, bu kadar kadına tecavüz etti, şu sayıda köyü yakarak boşalttı’ demiş olsaydı...
İşte o zaman şimdi “Moskova güne terörle uyandı!” gibi haberler yaparken kendi içinde ahlaki bir tutarlılık sağlayabilirdi!
...
Ya şimdi?
Neye göre, Moskova’da işine gidemeyip ölen zavallı Rus kızcağız, Çeçenistan’da okuluna gidemeyip Ruslarca tecavüz edilip öldürülen Çeçen kızcağızdan daha önemlidir?
Tersinden soracak olursak,
Neye göre, Çeçenistan’da kopan ayak, Moskova’da kopan ayaktan değersizdir...
Bu soruların cevapları hiç verilemedi ki bundan sonra verilebilsin...
Ben intihardı, istişhaddı, terördü, cihattı tartışmasına girmiyorum bile...
O çekilmek ‘istendiğimiz hataya düşmemiz’ olur diye düşünüyorum!
Gücü, iktidarı ve serveti bu kadar adaletsiz, bu kadar zalimce, bu kadar ‘var’ın lehine değerlendiren bir sistem karşımızdayken çok da gerek var mı, bilemiyorum...
Fikirsel pozisyonumuzu doğru aldığımızda ne ‘Kontra Mardin Fetvası’ ataklarına lüzum kalacağına ne de terör-cihad ikilemlerinde bocalanacağına fazla ihtimal vermiyorum...
Gücü, iktidarı ve parayı ahlaksızca kullanmayı devlet politikası haline getirmişlerin egemenliğinde dönen bu dünyadaki musluk başlarını dikkatle izlemek bunu söylemek için yeterlidir.
Mesela...
Moskova’daki saldırının ardından Rusya devlet başkanı Medvedev ne dedi?
‘Saldırganlar imha/yok edilecek!’
İşte sözünü ettiğimiz güç ve iktidar ahlaksızlığı budur!
Ancak kendi içindeki ‘devlet teröristlerini’ imha eden bir iktidar bunu söyleyebilir ve kendi içsel tutarlılığını kurabilirdi...
Ya şimdi?
Rusya’nın fasid daire’den çıkamayacağını öngörebiliyoruz...
Zira zaten Rusya bir devlet ahlakına sahib olsaydı ve kendi bünyesinde barındırdığı teröristleri imha etseydi, bu saldırılar olmayacaktı!
Bil-akis, her hastalıklı megaloman gibi yaptığına kılıflar bularak legalize etti ve sürdürdü.
Devletçe teröristleşti...
...
Başka bir örnek...
Saldırının ardından yıllarca Rusya ile soğuk savaş’ta kalmış ABD’nin devlet başkanı Obama ne dedi?
‘Teröre karşı Rusya’ya her türlü desteği vermeye hazırız!’
Peki bunu demeden 24 saat önce neredeydi?
Afganistan’da!
Obama, altı saatlik ‘sürpriz bir moral ziyareti’ için ülkesinden onbinlerce kilometre uzaktaydı!...
Oysa Henüz 1 ay evvel aynı coğrafyayı ziyaret eden İran lideri Ahmedinejad bir şey sormuştu ABD’ye: Burada ne işiniz var ?
O kadar ironik bir soruydu ki bu...
Hırsızı yan komşusunun dairesinde kıstıran iyi komşunun sorusudur bu!
Cevaplanamaz bir sorudur!
Bu sorunun muhatabının vereceği tüm cevaplar boştur...
Ama masal değildir!
Çünkü masallar uyutur ama bu ahlaksız güç sahiplerinin bombaları uyutmazlar!
ABD, Vietnam’ı, Irak’ı, Afganistan’ı vururken insanlar uyuyamıyordu, ölüyordu ve ölüyor!
Rusya, Afganistan’ı, Çeçenistan’ı vururken insanlar uyuyamıyordu,ölüyordu ve ölüyor!
İsrail, Filistin’i vururken insanlar uyuyamıyor, ölüyor!
Ve siz bu megaloman güç manyaklarına karşı ne yaparsanız yapın bunun adı ‘terör’ oluyor öyle mi?
Yok, o iş o kadar sığ değil!
‘Devletli teröristler’in uçaklarından düşen bombalar kurbanlarını öldürürken , dünya halklarını uyandırmaya başladı...
Ve dünya hızla, bu dünyanın ‘Etme-bulma dünyası’ olduğunu farkedenlerle beraber dönmeye başladı...
İster İslamcı ister komunist ister liberal ister hümanist hangi gözle bakılırsa bakılsın farketmez!
Nerede ve kime olursa olsun sivillere saldırı asla kabul edilemez!
Bunu yapan devlet veya örgüt, hiç farketmez!
Ama elleri gözlerinin kenarlarından çekerek en geniş ve en insani açıdan bakmak isteyenler için bir gerçeklik daha söz konusu olmalı değil mi?
Nerede ve kim yaparsa yapsın, adaletsiz haber yapan Medya da kabul edilemez!
Adını koymak gerekirse...
Sivillere saldırıyı ister örgüt ister devlet kim yaparsa yapsın ‘Terörist’ oluyorsa, yalnız bir tarafın yaptığını ‘örgüt terörü’ diğerini ise ‘devlet operasyonu’ olarak veren medyanın adı ‘Terörist Medya’ olur!
İşte bu Terörist Medya, sorunun itildiği çıkmaz sokaklardan ve metrolardan gelecek tüm kötü haberlerde pay sahibidir...
***
Not: Seyfullah Türksoy bir yazımdan dolayı şahsıma dava açmış...
Konuyla alakalı olduğundan dolayı paylaşmak istedim...
Dileyenler buradan ilgili yazıya bakabilirler...
Şu yukarıdaki yazıyla bu aşağıdaki adam arasındaki alakaya ne yorum getirirsiniz, bilemiyorum...
Haber ve dava açılan yazıyı okumak için tıklayabilirsiniz
Ama benim yorumumu merak ediyorsanız...
Kardeşlerimiz Çeçen Dağları\'nda iken buradakilerin Göz Dağları, ancak kendilerine güldürüyor...
Fatih Tezcan