bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan

bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan

bursa escort - bursa escort - bursa escort - escort bursa - escort bursa -
izmit escort şişli escort istanbul escort anadolu yakası escort bayan
Bugun...
SON DAKİKA

Abdullah Öcalan'ın Sildiği Selahattin Demirtaş: BIJİ SEROK FETO!

 Tarih: 17-03-2015 22:52:00
Fatih Tezcan

"Sayın Recep Tayyip Erdoğan! HDP var oldukça, HDP’liler bu topraklarda nefes aldığı müddetçe, sen Başkan olamayacaksın! Seni Başkan yaptırmayacağız! Seni Başkan yaptırmayacağız! Seni Başkan yaptırmayacağız!"

Selahattin Demirtaş, bugün yaptığı 120 saniyelik mini şovunda işte aynen bu ifadeleri kullandı.

Bu konuşmayı bi’ Kemal Kılıçdaroğlu yapsa ”SSK’yı bile batırmış loser, 100’lerce yıllık devletin nasıl idare edileceğine mi karışıyor?” denilir, her zamanki gibi gülünüp geçilirdi.

Aynı konuşmayı Devlet Bahçeli yapsa, Alpaslan Türkeş’in 1979’da ‘Temel Görüşler’ isimli kitabında ifade ettiği “Çağımız kuvvetli, adil ve hızlı icra çağıdır. Türk milleti, dünya imparatorlukları kurduğu devirlerde bunu uyguladı.Bu icra gücünün tek elde toplanmasıyla mümkün. Tarih ve töremize uygun olarak Başkanlık Sistemi’ni savunuyoruz.” sözleri hatırlatılıp “Hayırdır Bahçeli?” diye sorulurdu.

Durum, çok daha ciddi ve tehlikeli.

17 Mart 2015'teki HDP Grup toplantısında bu halkın iradesini bir kez daha hiçe sayan provokatif küstahlığın sahibi, 7 Ekim’de onca polisimizin ve 40 Kürt vatandaşımızın canını kaybetmesine, 1000’lercesinin yaralanmasına neden olan Kobani Olayları’nın talimatını veren Selahattin Demirtaş…

Türkiye Kobani’de İnsanlık Düşmanı IŞİD’e karşı devam eden direnişe her tür yardımı ederken, neredeyse “Türkiye PKK’ya silah versin!” diyecek kadar irtifa kaybeden ve kamusal sorumluluğunu değil, ABD’de verdiği sözleri hatırlayan Selahattin Demirtaş…

Derin ABD’nin ve “Güneydeki sevgili ülke” koduyla geçilen İsrail’in, Erdoğan’ın başkanlığına ve Türkiye’nin barışına karşı, bütün hayallerini o bebek yüzünün arkasında sakladığı profesyonel provokatörlüğüne bağladığı Selahattin Demirtaş…

Kürt kardeşlerim adına üzülerek söylüyorum ki, karşımızda ruhunu kime sattığını tam olarak kestiremediğimiz, barışla alakası olmayan, tehlikeli bir tipoloji var.
Bunu görmek için, bizzat Demirtaş’a kulak vermek ve geniş açıdan bakmak yeter.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kürt Sorunu mu kaldı kardeşim!” çıkışına Selahattin Demirtaş “Milliyetçi oylara oynuyor” demedi mi!
Velev ki Erdoğan ve Ak Parti, milliyetçi oylara davrandı.
Demirtaş’a ne?
Daha iyi ya…
Selahattin Demirtaş’ın ‘Serok Apo’ dediği Abdullah Öcalan, kimin için “Başkanlığını destekleriz” diyor?
Recep Tayyip Erdoğan.
Bu ülkeye barış gelecekse, bunun 3 kuvvetli mimarından biri kim?
Recep Tayyip Erdoğan.
(Hatırlatmaya gerek var mı bilemiyorum ama diğerleri de Öcalan ve Barzani. Bkz.“ABD, İsrail ve Kürt kardeşlerimizle (?) birlikte bu 3 ismi de bitireceğiz, Türkiye’yi kana bulayacağız ama bu işi bitireceğiz!” diyen F.Gülen Örgütü üyesi Süleyman Hamit Müftügil.)
Peki, bu teze göre ‘Kürt Sorunu bitti’ diyen Erdoğan’ın hedeflediği oylar, Kürt milliyetçisi oylar mı?
Elbette hayır, Türk Milliyetçisi oylar.
Yani?
Olsa olsa MHP, BBP, SP ve hatta Atatürk'ü doğru analiz eden az sayıda CHP tabanı.
İyi de, HDP'nin buralardan oy alma ihtimali var mı?
Yok.
HDP’nin çözüm sürecinde partneri kim?
AK Parti.
Bu partilerin tabanlarının oy verme ihtimali olan kim?
Ak Parti.
O zaman Selahattin Demirtaş neden rahatsız oldu?
Demirtaş'ın 'gerçek derdi' barış ise, çözüm ise, neden hazmedemedi?
AK Parti milliyetçi oyların da katkısı ile yeni anayasadan başkanlığa kadar pek çok konuda yetecek bir çoğunluğa kavuşur, çözüm süreci sıkıntıya girmez.
Türk milliyetçilerinin HDP’ye oy verme ihtimali olsa, Selahattin Demirtaş’ın tatminsiz ergen çıkışını bir nebze anlayabilirdik ama maalesef!..
O zaman anlaşılır olan ne?
Şu!
Daha önce Twitter hesabımda aynı özel bilgiyi kısaca paylaşmıştım, burada açayım.
Çok üst düzey bir istihbarat yetkilisinden aldığım bilgi net:

‘İmralı’daki Kürt Lider Abdullah Öcalan, HDP Lideri Selahattin Demirtaş’ı sildi.’

Buna göre, ne çözüm sürecinde görmek istiyor ne de HDP’deki liderliğine güveniyor. Hele hele Kobani Olayları sırasında Öcalan, Demirtaş’ın tahriğine karşı İmralı’da adeta çılgına döndü. Demirtaş’ın uluslararası projede görevlendirildiğini, Paralel Yapı ile partner pozisyonunu zaten biliyordu ve bundan çok rahatsızdı ama Kobani Olayları’nın emrini vermek gibi bir ihanete girebileceğini düşünememişti. Zira Öcalan şunu net görmüştü:
Kobani Olayları’nın amacı ne Türkiye’yi protesto ne başka birşey, bizzat kendisini zor durumda bırakmaktı.
Öcalan alenen “Olayları durdurun” dese, Kazan/Kazan Oyunu’nun pusuda bekleyen Kürt piyonları “Öcalan Türkiye tarafından asimile edildi, bakın IŞİD Kürtler’i öldürüyor, Türkiye bu caniliği destekliyor ama Öcalan halkını değil Türkiye ve IŞİD’i onaylayacak bir çekimserliğe giriyor, artık başkanlığı tartışılır” diyeceklerdi.
Öcalan Kobani Olayları’nı desteklese, bu kez Kazan/Kazan Oyunu’nun Türk piyonları “Erdoğan ve AK Parti bu provokatörle mi barış görüşmesi yapıyor?!” diyecek, hem Erdoğan’a hem Davutoğlu’na hem Öcalan’a hem de Çözüm Süreci’ne desteği törpüleyeceklerdi.
İşte bu Kazan/Kazan Oyunu’nun emrini veren, Yasin Börü’lerin kanı pahasına Kobani’de akan kanların vampirliğini yapan Selahattin Demirtaş ile bugün kalkıp “HDP’liler bu topraklarda nefes aldığı müddetçe, sen Başkan olamayacaksın!” tahriğini yapan, aynı Selahattin Demirtaş.
Çünkü Demirtaş’ın barış diye, çözüm diye bir derdi yok.
Çünkü Demirtaş biliyor ki, bu ülkeye barış ve huzur ebediyen gelirse, Demirtaş gibi yakışıklı katillere, gizli ırkçı açık tahrikçilere yer yok.
Çünkü Demirtaş biliyor ki, Erdoğan Başkan olursa, bü ülkede bir daha savaş olma ihtimali yok.
Çünkü Demirtaş biliyor ki, Erdoğan Başkan olursa, Demirtaş gibi düzgün diksiyonlu provokatörlere, koltuğunu halkları döğüştürerek koruyan maşalara yer yok.
Çünkü Demirtaş biliyor ki, Erdoğan Başkan olursa, ABD’nin Demirtaş’a tahsis edeceği salonlar, İsrail’in sağlayacağı imkanlar, Beşar Esed’in Dr.Bahoz kod Fehman Hüseyin veya Nurettin Sofi gibi isimlerle aktaracağı devasa paralar artık yok!

Selahattin Demirtaş’ın derdi barış olsaydı, on binlerce Kürdün katili Faşist CHP’nin, Erdoğan’ın Başkanlığına ve Çözüm Süreci’ne karşı çıktığı için HDP’ye oy vermeyi düşünen, sayısı ve duruşu önemsiz bir avuç şaşkın tabanına değil, Demirtaş’ın nasıl bir taşeron olduğunu 2014 Ekim’inde camdan atılıp taşlarla ezilmiş yavrusunu toprağa verirken yakından anlamış Yasin Börü’lerin annelerine hitap ederdi!

Demirtaş’ın derdi barış olsaydı, hendekleri Cizre’de değil, Pensilvanya’da kazdırırdı!

Demirtaş kaale alınacak biri olsaydı, Kobani Direnişi’ne yardım eden ABD Başkanı Obama için adeta Serok Obama deyip aynı Kobani’ye ÖSO’nun en iyi mücahitlerini ve Barzani’nin peşmergelerini sokan Erdoğan’ın başkanlığına ‘nefes aldıkça’ karşı çıkmaz, “Türkiye Halkı ne derse razıyız!” der, haddini bilirdi.
Herşey bir kenara, Öcalan’ın kendisini çözdüğünü ve sildiğini iyi bilen Demirtaş “Bıji Serok Apo” diyecek yüzü bulsa bile, bu 17 Mart Şovu’nu yapamazdı.
Demek neymiş...
Kürt Halkı'nı değil, ABD ve İsrail'i arkalayan HDP ve Selahattin Demirtaş, hep bir ağızdan yeni liderlerini haykırabilirlermiş:

“Bıji Serok Feto!”

*******

Sevenlerime not: Twitter'a biraz ara verdim. Malum, F.Gülen'in ABD Belgelerine yer vereceğim hacimli bir kitap üzerinde çalışıyorum, yoğunum, başka birşeye maalesef çok zaman ayıramıyorum.Bu arada Wall Street Journal'e bir röportaj verdim, WSJ Editoryası yayınlarsa ben de Türkçesini sizlerle paylaşırım. Diğer yandan tüm seminer/konferans davetlerini kitap sonrasına erteliyorum, yakında hep birlikte olacağız inşaallah. Sağlıcakla kalın, duamdasınız...

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI