bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan

bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan

bursa escort - bursa escort - bursa escort - escort bursa - escort bursa -
izmit escort şişli escort istanbul escort anadolu yakası escort bayan
Bugun...
SON DAKİKA

GÜLEN'İN ÖZGÜRLÜK FİLOSU RAHATSIZLIĞI NEDEN?

 Tarih: 06-06-2010 01:00:00
Fatih Tezcan

 

‘Gazze Direnişi Türkçe Fanatizmi’nden Hayrlıdır!’ başlıklı yazıma, hemen hiçbir metnime olmadığı kadar dönüş aldım.

Evet, sağ duyu, kardeşlik hukuku ve adalet arayışı adına çok büyük bir destek var ‘Fethullah Gülen eleştirimize’ ama azımsanmayacak desibelde de eleştiri!...

Haklı bir metin sahibi iseniz, ketum bir metanet sahibi de olmalısınız!

 

Onca yazılacak,çizilecek yazı varken, israil ve Türkiyeli Siyonistler’in karalamalarına verilmesi gereken onlarca cevap Hak’kı, hakikati, maruf’u ve makul’u savunma adına beklerken Fethullah Gülen’in hatası ile ilgili ikinci bir yazı yazacak kadar oyalanmak elbette çok üzücü ve can sıkıcı.

Ancak;

İnsanların bazılarının gerek durumu anlamazdan gelmeleri, gerek kabullenmek istememeleri, gerek ‘dünyada eleştirilirken dikkatli ve müeddib olunması gereken tek kişi Gülen’miş gibi sanmaları(!) ve gerekse bazılarının da hakikaten Gülen’in bakış açısının bu olduğunu bilmemeleri ve anlamamaları gerçekliği üzerine, bu yazı da elzem oldu.

Sırayla ve sakince gideceğiz.

Çok eleştirildiğim bu yazıda ben bir isim verdim!

Dedim ki, Zaman Gazetesi’nden Gülen’e yakınlığyla bilinen yazar, Sayın Abdulhamit Bilici, mezkur röportajı köşesine taşımıştır.

Aynı zamanda Zaman Gazetesi de haberi vermiştir.

Aynı zamanda Samanyolu Tv’nin bu röportajı haberleştirdiği bilgisi de geldi.

Yo, öyle değilmiş! Öyle dememişiz!

Biz, Hürriyet Gazetesi’nin haberine istinaden tahkik etmeksizin yazı yazıyormuşuz!

Bir kere bile yayın yönetmenliği  yaptığım AnalizMerkezi.com internet sitesinin neden ve nasıl yayın yaptığını okumayan,  bir kere bile ‘Analiz Merkezi Nedir?’ başlığı altında sıraladığımız amaçlarımıza göz atmayanlar, belki de hayatlarında ilk defa karşılaştıkları bir kaleme Fethullah Gülen aşkına hücum edebildiler...

Müslüman’a Allah korkusu yalnızca bazı konu, kişi ve fikirlerde geliyorsa o Allah korkusu değil, bu saydıklarımı kaybetmenin veya kızdırmanın korkusudur!

Buyrun, Abdulhamit Bilici’nin mezkur yazısının linki: http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=992019

Bugün Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç’tan da konuya dönük bir açıklama daha geldi.

Arınç konuşmasında şunları kelime kelime şunları söyledi:

"Müsbet hareket eden kazanır. Bu gemi yolcularıyla birlikte müspet hareket etti. Silah kullanmadı. Rotasını çevirdi. İçine insan ve insani yardım koydu. Gönlünde insan sevgisi vardı ama zorbalıkla karşılaştı. Ne yapabilirdik, ne yapılması lazımdı bunlar ayrı. Ortadaki hadisede zulme uğrayanlar ve onlara zulmeden zalimler var. Kazanan bu haksız düşünceye karşı insani düşünceyle yardım götürenlerdir, kaybeden zorbalar ve zalimlerdir. Bu olay karşısında Hocaefendi\'nin bir konuşmasının ne anlama geldiğini bana soruyorlar. Hocaefendi her zaman olduğu gibi doğruyu söylüyor. Her şart altında, her şeye rağmen müspet hareket etmeliyiz. Bunun için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Zulme uğrayabiliriz ama zalim olmayacağız. Hiç bir zaman zulmetmeyeceğiz, haksızlıklara karşı da metanetle duracağız. Müspet hareket budur. Bu hareketi takip eden herkes Türkiye\'de de dünyada da kazanmıştır. Adına enstitüler açılan, bu öğreti için parlamentolarını üniversitelerini tahsis eden dünyada yüzlerce ülke var. Ne diyor bu insan? İnsanlara ne söylemek istiyor? Hangi metodu takip ediyor? Açıyorlar, bakıyorlar, inceliyorlar altından barış ve müspet hareket çıkıyor. Bütün dünyanın takip ettiği bu sistemi biz de takip edeceğiz. Sonuna kadar müspet hareket. Bunun takipçisi olacağız ki insanlar bizim iyi niyetimize güvensinler. Bizim ortaya koyduğumuz davayı samimi olarak kabul etsinler."

(Videosu burada: http://www.analizmerkezi.com/Haber/Gundem/05062010/ARINCIN-GULENI-AKLAMA-CABASI-video.php)

Şu metni dikkatlice okuyan ortalama akla sahip herhangi bir insan, ortadaki sahiplenme ve temyiz hamlesinin nasıl siyak ve sibakıyla uyumsuz ve alakasız olduğunu farkedebilir.

Bu tabir-i amiyane ile bir ‘yedirtmeme’konuşmasıydı ve zaten salonda bunu isteyen yüzlerce kişi tarafından çılgınca alkışlandı.

Bu arada ‘Gülen Hocaefendi böyle bir şey söylemez, iftiraya istinaden yazı yazıyorsun’ diyenler, türlü tahkir ve tenkitlerle üstümüze gelenler, aramıza hak girdiğini şimdi itiraf edeceklerdir, peşinen helal olsun, devam edip en önemli yere gelelim.

Bütün bu olan biten nedir?

Gülen ne demek istedi?

Ne oluyor?

Açıkça söylüyorum: Fethullah Gülen, esasen ne İHH’ya ne organizasyona ne de katliam sonucu ortaya çıkan tabloya dair bir şey söylememiştir!

Eleştirisi bunlara da değildir!

Peki, o halde söylediği sözleri neye yormak, nasıl okumak lazımdır?

Şöyle:

Bu organizayonun Türkiye parkurunda, başından beri konuşan isim Bülent Yıldırım’dır.

Bülent Yıldırım’ın her konuşması İsrail’e kafa tutan bir mahiyettedir.

Yani kime?

Gülen’in ifadesiyle ‘diklenilmesi sonucunda maslahat ortaya çıkması beklenilmeyen güçlü otoriteye!’...

İşte düğüm burada çözülür.

Fethullah Gülen’in hareket stratejisinin ‘tedric’ üzerine kurulu olduğunu bilmek, durumu anlamaya kafi değildir.

Gülenizm, aynı zamanda pragmatizm/faydacılık üstüne de kuruludur.

Hatta Gülenizm derken bile kınanabiliyoruz ama ‘Muhatabın ne kadar sertleşiyorsa sen de o kadar –AKIL VE EDEB DAİRESİNDE KALMAK KAYDIYLA- sertleşebilirsin düsturumca bu kelimeyi kasten kullanıyorum!

Konuya dönersek,

İsrail Terör Örgütü’nün son katliamının öncesinde ama özellikle sırasında ve sonrasında Türkiye’de oluşan psiko-sosyal atmosfer, Fethullah Gülen’in on yıllardır sağlamaya çalıştığı pragmatist tedriciliğe aykırıdır!

Gülen, büyük bir analiz hatası yapmakta ve toplumla karşı karşıya gelmektedir.

Toplum psikolojisini parçalamak söz konusu olmamıştır ve halk, aynı ruhaletini İsrail Terörü konusunda da izhar etmiştir!

Sayıca pek az Siyonizm işbirlikçisi kalem hariç, taraflı tarafsız, hadi daha açık söyleyelim, Gülen Cemaati’nden olsun olmasın herkes İsrail’e umarsız bir kin ve husumet yüklenmiştir.

Bu arada bir hatırlatmam olur;

Hatırlar mısınız 28 Şubat’ı?

Militarist dayatmaları protesto eylemlerine Gülen Cemaati’nden insanlar gelmez miydi?

Gelirdi...

Peki sonra?

Fethullah Gülen, benzer şekilde ansızın bir açıklama yapmış ve ‘Bu işler sokakta çözülmez! Muhabbet fedaileri porovakasyonlara katılamazlar!’ demişti.

Dediğinin haftasında, Cuma günü Beyzatı’ta 1 (yazıyla bir) adet Gülen sempatizanı kardeşimiz yoktu!

Aradaki dönemde, İran sempatisi arttığında Gülen açıklamalarıyla bunu da örseledi.

HAMAS ve Şeyh Ahmed Yasin sempatisi toplumda revaç bulduğunda yine Gülen sahnedeydi ve yine hata yaptı, olmayacak sözler söyledi.

Gülen’in son İsrail çıklamalarını, bu süreçten ve Gülen’in klasik mantık silsilelerinden bağımsız, sadece bubir konuya müteallik okuma, sonucu hatalı bağlatır!

Ve bazı Gülen fanatiklerine bir not:

Anlayamadığınız bir şeyi bir defa daha ve daha da açıkça belirtiyorum:

Sizler ve bizler, hepimiz Müslümanlar’ız!

Bu din ciddi bir dindir!

Bir Kitabı vardır! Bir usûlu vardır! Bir önderliği (sav)vardır!

Bu Kitap, dinde lider kabul edilen insanların sözlerinin ve yaklaşımlarının zamanla vahyin önüne geçirilebileceğinden söz eder ve uyarır! (9/31)

Bu usul, zalime nerede ne zaman nasıl dikleniceğini vaz eder, düzenler...

Bu lider, yani Hazreti Peygamber Hudeybiye’nin de nebisidir Bedir’in de!...

Artık yeter!

İnsanların, yazarların, devlet adamlarının velhasılı bütün Müslümanların birer Gülencik olması rüyasından uyanınız!

Birer Arınç’çık olmamız hayalinden ve megalomanyasından sıyrılınız!

Bu hakaretleri edenler, kınayanlar da,

Allah’tan başka hatasız kabul etmediğimi,

kınamaya meraklı olmadığımı,

eleştirmeye nefsimden başladığımı,

ancak hakikate, adalete, özgürlüğe, Tevhid’e, maruf ve makul’e ters ne görürsem eleştirdiğimi anlamak istemiyorlar ve

“Fethullah Gülen bir Müslüman’dır, hepimizin hatası olduğu gibi onun da hataları olabilir.

Allah tarafından nefes kredisi bitirilmeyenin Kullar tarafından hoşgörü kredisi bitirilemez!

Bu kim olursa olsun böyledir.

Bizler Müslümanlarız ve Dinleme Kültürümüzü Zümer Suresi 18.ayete göre oluşturmak durumundayız. Buna göre doğrusunu alır ve destekleriz, yanlışını bırakır ve Allah rızası için eleştiririz!” dememi kabul edemiyorlar.

Şimdi anı hatayı bu kez Fethullah Gülen'i sevenler yapıyorlar.

Hayır!

Bize fetva da verseler, bize fetva da verseler, bize fetva da verseler, biz yine Allah’ın Kitabı’nın maksadına göre şekillendirmeye çalıştığımız aklımızı kullanacağız!

Fethullah Gülen, hiç olmayacak bir zamanda, Türkiye’de oluşan uhuvvet, ittihad ve zalime haklı bir kıyam etme psikolojisini kırmaya yarayacak açıklamalarda bulunmuştıur ve en kısa zamanda bu açıklamalarını taviz ve tashih etmelidir.

Bu, budur!

Bir şey daha...

Siz hayr mı yapmak istiyorsunuz?

Mesela siz şu Türkçe Olimpiyatları’nı getto’sal bir Gülen organizasyonu veya Nur mahallesinin akşam eğlencesi olmaktan çıkarmak ve istisnasız tüm Türkiyeli Müslümanların hüsnü kabulunu kazanacak faaliyete mi çevirmek istiyordunuz?

O zaman tek bir şey yapmanız yeterliydi!

Final gecesi, dünyanın onlarca ülkesinden gelmiş o çocuklarının tamamını, yardım için bindikleri gemiden  şehid inenlerin yüzü suyu hürmetine, simsiyah kıyafetlere bürüyecektiniz!

Veya hepsini bembeyaz giydirecek \'Hepimiz özgürlük ve adalet için Şehadete hazırız\' haykırışını lisan-ı hal\'lerinden okutturacak, hepimizi gözyaşlarına boğacaktınız...               

Var mı böyle bir vizyonunuz?

Mümkün mü?

Neden ‘Sanmıyorum!’ diyesim geliyor neden...

İşte sizden başka herkesi üzen ve geren his bu...

Neden!

Şimdi biz ‘Yıldırım’a Selam Yardım’a Devam’ desek,

Şimdi biz ‘HAMAS’a selam Direnişe Devam’ diye haykırsak ismimiz hemen radikal olur değil mi?

Yine aynı soru...

Neye göre!

Neden!

Bunlar, sonunda soru işareti değil ünlem olan sorulardır...

Çünkü bunlar, kardeşlik adına, birlik beraberlik adına, alime saygı adına, ‘yalnızca zalime kıyam’ adına, içimizdeki sabır dehlizlerinde tutukladığımız sorulardır...

Artık daha fazla sordurmayın!

Fatih Tezcan

fatihtezcan@hotmail.com

 

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI