Bu memlekette sağcı solcu yoktur, ilerici gerici yoktur.
Bu memlekette namuslular ve namussuzlar vardır...
Cemil Meriç
___
Kaybolup gidenleri ve sonradan türetilenleri sevmeyen bir Hanif Müslüman olarak net ifade etmek durumunda kalıyoruz ki, İran Devleti'nde biraz stratejik akıl varsa, aktive ettiği Çamurcu unsurun, akademik kelimeleri kullanarak da olsa, intikam dolu hislerle yüksek dozda Şiafobi ürettiğini fark eder ve bir şekilde susturur.
Şiisiyle Sünnisiyle Türkiye Müslümanları, bir Parti'den atıldı diye megalomanik ruh durumunun ürettiği foseptik artığı, Suriye meselesini bahane ederek milletin üstüne fışkırtan çamurcu bir meczub'tan kesinlikle daha kalitelisini hak ediyor.
Müslümanları eleştirmek başka bir şeydir fakat perde arkasında Müslüman değil de Yezidî olarak tesbit edip(?), tahkir ve tahfif baremlerini yukarı çekmek başka bir şeydir
Kokudan dolayı burun kapatarak yansıtmak gerekirse,
Suriyede dirilen ve direnen halka üzülen kim varsa NATOcudur!
Türkiye Devleti ve Suriye Direnişine destek veren her kim varsa
ya NATOnun Ajanı ve elemanı ya da farkında olmadan NATOya çalışan askeri ve saire ve saire ve saire
Suriye Konsolosluğu önüne giden kim varsa tutuklanmalıdır.
BAAS Partisiyle Türkiye arasında savaş çıkarsa Türk Askeri geri kaçmalıdır.
ve saire
"Devlet Suriye konsolosluğunu korumuyorsa, işgal çağrısı yapanı destekliyorsa NATO'ya karşı savunmayı İstanbul'da başlatmak lazım!" gibi tamamen hayal ürünü bir takım sözleriyle, fanatik mezhepçi takipçilerini kışkırtıp NATO karşıtlığı maskesiyle Esed karşıtı halkın üzerine saldırtmaya çalışacak denli izan ve insaftan uzak bir müptezel, aynı zamanda muhafazakâr toplumdan mutezil olduğunu iddia edebilecek denli insanları ahmak yerine koyan bir çizgideyse, burada bu tipolojiyi hak etmediği halde bu denli söz konusu etmekle, hiçbir sıkıntı yokmuş gibi yapmak vurdumduymazlığı arasında kalamayız.
Ahlâklı hiçbir delil ve ispat yöntemi kullanmayan, sözleri arasında herhangi bir alaka olmamasından gocunmayan bir provakatör olduğunu bilmeyen ve iyi laf yapan ağzında gevelediği tek kelimenin ben demiştim olduğunu fark etmeyen Medyanın onlarca kez televizyonlara çıkartıp milyonlarca insana hitab etme fırsatı verdiği dezenformasyon ve manüplasyon üstadının, arkasında koca bir devletle, elinde binlerce kişiye hitab veya hakaret edebildiği sosyal medya araçlarıyla poz verip aynı zamanda kendini şehre koşarak giren adam gibi pazarlamaya çalışması, tarihe geçecek az sayıda hokkabazlık emsalinden birisidir.
16 Temmuz'da gençler Hatay'a inerken arkalarından "2.Madımak'ı yakmaya gidiyorlar" demiş ama sonra aynı gençler alevi toplumunun ileri gelenleriyle hoşsohbet edip, aralarını açmak için birbirlerinin adına küfürlü mailler gönderen fitnecileri tespit ederken, mezkur zat'ta herhangi bir ar alameti görülememiştir. Bu tip bir çok provakasyon denemesi ve sonra rezalet perdesi söz konusu ama sonuncusu, yani Taksim'de düzenlenen ve şahsım ve yöneticisi olduğum haber sitesi olarak, Suriye'de bir gecede öldürülen yüzlerce sivilin umursanmadığını görene dek destek de verdiğimiz "İran'a Yaptırım'a da Saldırı'ya da Hayır!" eyleminde, şimdi sıkı durun, 'Taksim'de eyleme katılacakların 1 Mayıs 1977'deki gibi silahlarla taranacağını' ifade edecek kadar, katil ve hain bir diktatörün rejimini savunmanın, ruh durumunun ne hale soktuğunu izhar edebilmiştir!
Tabi asla 'Ben demiştim'lerinin içerisinde bu hezeyanların itirafları görmeniz söz konusu olmaz...
Ne tesadüf, tam da Mevlid Kandili denilen gecede, yani diğer bir deyimle, tam da Alinin peygamberliğini sakladığından dolayı (!) sapık mezhepçi gettolarda çok gıybeti edilen bir peygamberin Doğum Günü olarak kutlanan ve adına Mevlid Kandili denilen gecede, tam da mezheb ismini bu peygamberin sünnetiyle tesmiye eden Sünnilere, asker-sivil-kadın-çocuk-bebek demeden ölüm kusan bir Nusayri Diktatörlüğünü temyiz eden ve sonra yavrusunu yiyecek kedinin önce onu fareye benzetmesi gibi, bu mevzuata öfke duyan insanları da NATO Yanlısı gösterip sonra Ehl-i Nefret Vel Fitne mezhebinin hakaretnamesini okumaya başlayan Provakasyon İmamı, ehlince tesbit olunmuş, maksadı anlaşılmış, öyle veya böyle ıslahına dua edilmekteyken, İranın bu manzaraya kayıtsız kalması, mescidimizde Sünni gördüğünüzde hemen namaz sonrası yanına gidiniz ve musafaha yapınız, sakın ola husumete mahal vermeyiniz! diyen İmam Humeynin İnkılâbına ihanetten başka hiçbir şey olamaz!
Açık konuşalım
Bakın, Nurettin Şirin de Suriye'deki Halk Direnişi'ne karşı ama o en azından kim olduğunu bildiğimiz bir insan ve "Ben direnişe bakarım" diyerek yanılıyor, dinlenebilirdir.
Ve Misalen, Nurettin Şirin de İran Ulusu Hamaney'e tâbidir ama Şirin sadece Hamaneye tâbidir, ne söyleyeceği baştan bellidir ve odur yani
Ama çamurcu güruh hem Hamaney'e hem nefsine tâbi olunca, iş konuşulamaz hale geliyor.
İrana hatırlatmak lâzım ki, Devletler, insanlara hizmet için kurulmuş örgütlerden ibarettirler ve fakat bu çamurcu güruh sayesinde Türkiyede, bir şekilde kendisini sünni ve şii mezhebine aid görenlerin arası Türkiyede gittikçe açılıyor!
Türkiye'de bir Şii-Sünni gerginliği isteyen Emperyalizm ve her iki mezhebin fanatikleri bu çamurcu güruha şükranlarını gönderedursun, bize İran Konsolosluğu'na "Provakatörünüz Çamurcu'yu Geri Çekin" şeklinde toplu mesaj göndermek falan kalıyor!
Ümitsiz olmamalı,
belki '79 İran İslam İnkılabı'nın üstünü çiz/dir/me pahasına BAAS Diktatörlüğü'nün desteklemekten vazgeçmeyen Neo-Aryanist Sistem, Türkiye Provakatörünü geri çekerek, sırf Yeryüzü İlahı Beşşar Esedin devrilmesini istiyor diye, her gün bu çamurcu güruhtan onlarca iftira, hezeyan ve hakaret yiyen Türkiye Halkını, biraz olsun rahatlatma maslahatı güdebilir...