bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan

bursa escort - escort bursa - bayan escort - escort bayan

bursa escort - bursa escort - bursa escort - escort bursa - escort bursa -
izmit escort şişli escort istanbul escort anadolu yakası escort bayan
Bugun...
SON DAKİKA

Nankörler ve Hasetçiler Ne Yapıyorlar ve Neyi Amaçlıyorlar?

 Tarih: 05-02-2016 21:06:00
Fatih Tezcan

Son dönemde olan bitenleri anlamak ve sonrasında olacakları bilmek istiyorsanız, lütfen yazının uzunluğuna bakmayın, arkanıza yaslanın ve sakin sakin okuyun...

Ne zaman konuştu Bülent Arınç?

Hemen "CNN Türk’te işte" demeyin, o en sonuncusu, izin verin size bir ihanet çizgisini sırasıyla hatırlatayım.

Erdoğan 21 Mart 2015 Cumartesi yani Nevruz Günü Diyarbakır’a Barzani’yi, Şivan Perver’i aldı, getirdi, güzel bir birlik ruhu oluşturdu. Meydanda on binlerce belki 100 bin Kürt vardı ve 1 PKK sembolü olması şöyle dursun, Türk Bayrakları her yerdeydi.

Arınç o gün, o dakika mikrofonların karşısına geçti, Erdoğan’ı eleştirdi, dikkatleri kendi üstüne çekti, barışı ve çözümü sabote etti.

Ben kendi mutevazı istihbaratımcaHaset Hareketi’nin gizli planlarını bildiğim için hazırlıklıydım ve daha Arınç konuşurken “Bülent Arınç istifa etsin veya Ak Parti’den atılsın” dedim.

Melih Gökçek stratejik bir hata yapıp bizim yani kamuoyunun yürütmesi gereken tepkiyi üstlendi. Oysa Arınç’la kavgası vardı, stratejik davranmadı, davransaydı zaten toplum şimdi verdiği tepkiyi o günlerde verecek ve Arınç’ı bitirecekti.

Arınç 22 Mart 2015 Pazar yani ertesi günü yine konuştu, daha da ileri gitti, sabotaj sürdü, Erdoğan, Barzani, Şivan perver, Nevruz, Barış ve Çözüm Süreci falan değil sadece Arınç’ın dikkati üstüne çeken açıklamaları gündem oldu.

Arınç 23 Mart 2015 Pazartesi günü yine konuştu ve bu kez Ankara Büyükşehir belediye Başkanı Melih Gökçek’e saldırdı.

‘Parsel parsel verdin’ dedi, onu eleştirenlere yani bizlere havlayan köpekler dedi, hakaretler etti.

Yani Arınç 7 Haziran’dan 2,5 ay önce Erdoğan’a saldırdı, partisinin seçim kampanyasının flaş konularından çözümü 2.plana attırdı ve nihayet Melih Gökçek’in hırsız ve yolsuz olduğunu iddia etmiş oldu. Seçimden 2.5 ay önce, bunu unutmayın.

Melih Gökçek’in hırsızlığı yolsuzluğu olduğunu ima edip “7 Haziran’dan sonra açıklayacağım” dedi, namus sözleri verdi, 8 Haziran günü çıktı “7 Haziran’dan sonra dedim, tarih vermedim” dedi, kıvırdı. 2016’ya geldik, hala açıklayacak.

Buraya kadar olan kısmı 24 Mart 2015’te ‘Bülent Arınç Darbesi’ yazımda herkesin şaşkın bakışları arasında cesurca deşifre ettim zaten, dileyen bakabilir.

Bitmedi.

15 Nisan’da yani sandık gününe sadece 7 hafta varken ne dediğini hatırlıyor musunuz?

“O kadar israf ettik ki, israfın önünü alsak sizden vergi almamıza gerek kalmazdı!”

Erdoğan’a sevgisini net bildiğim ve öfkelendiğinde bile ağzından kötü söz duymadığım bir arkadaşım o zaman aramış ve ömrümde duymadığım küfürleri etmişti. Ben “sakin ol, icabına bakılacak” dedikçe kızıyor ve “Seçime 1 ay var, bu laf denir mi? Duyanlar 12 -13 senedir israf eden şimdi itiraf eden sensin demek deyip oylarını geri çekmezler mi! Resmen sabotajcı bu!” diyordu. Dediği oldu. 7 Haziran malum...


Bitmedi.

Arınç seçime bir kaç gün kala tekrar bölgesel bir kanala çıktı ve canlı yayında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendisine söylediğini iddia ettiği bir takım sözlerin perdesini açtı ve söyledi.

Buna göre Davutoğlu tarafsız davranmamış ve kendi partisinin belediye başkanı için Arınç’a çok uygunsuz sözler söylemişti.

Davutoğlu bunu söyledi veya söylemedi, bunu bilmiyoruz ama Arınç bunu seçime neredeyse saatler kala açıkladı, fitnenin büyüğüydü, Gökçek sessiz kalınca iş büyümedi.

7 Haziran’dan önce AK Parti aleyhine bir çok beyanı var Arınç’ın zaten bunu yapacağını bildiğimiz için ona ‘Darbeci’ demeye cür’et ettik ve çıktı.

Kim ne derse desin, 7 Haziran’ın ve sonrasındaki kaosun, akan kanların baş müsebbiblerinden biridir Arınç.

Allah affetsin.

7 Haziran’da AK Parti içindeki Haset Hareketi istediğini biraz aldığı için vitesi düşürdü. Arınç da sakinleşti.

Arada ne dediğini bilmiyorum, umursamadım.

Ta ki 1 Kasım’a kadar.

1 Kasım’da AK Parti %49,5 aldığında ne PKK ne İsrail en çok Haset Hareketi üzüldü.

Parti binalarına kadar herşey hazırdı, ellerinde kaldı.

Aslında 7 Haziran’dan sonra başlayacaklardı ama Erdoğan’ın koalisyon karşıtı ve Erken Seçim ister tavrı, onları durdurdu.

“Erdoğan neden sürece müdahale ediyor? Koalisyon kurulsun işte!” diyenlerin asıl niyet ve planını şimdi anlıyor musunuz?

Geçti.
1 Kasım’da bu millet herkese kasten ama Hasetçiler’e farkında olmadan en büyük şamarı indirdi.

Şimdi gelelim sonrasına...

Ne zaman konuştu Arınç?

29 Ocak 2016 akşamı saat 21:00’de.

Erdoğan ne zaman Şili’ye gitmek üzere yola çıkmıştı?

29 Ocak 2016 akşamı 19:10’da.

Erdoğan’ın ziyaret yeri, sebebi ve süresini Arınç biliyor muydu?

Elbette.

Yani?

Hasetçiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 19 saat uçak yolculuğu yapacağını, gittiği yerde de elbette bir süre dinleneceğini, sonrasında ziyaret programı ile meşgul olacağını, kendilerine cevap belki de birkaç gün cevap veremeyeceğini ince ince hesap etmişlerdi.

Arınç’ın neden tam da o gece CNN Türk’e çıktığını şimdi anladınız mı?

Yani öyle ‘Arınç Linç Ediliyor’ diyen goygoycuların dediği gibi öyle kişisel bir eleştiriyle falan karşı karşıya değiliz.

Hasetçiler, herşeyi planları dairesinde işletiyorlar.

Önce konuşmanın zamanlamasına, sonra içeriğine, en sonra da konuşmadan sonra neler olduğuna bakınca, bunu herkes görebilir.

Ne dedi Arınç?

“Dış siyaset öyle meydanlarda bağırmakla, hamasetle olmaz!”

Kime diyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a...

Davutoğlu olamaz mı?

Hayır çünkü “Ben Davutoğlu’nun Dış Politika işleyişine güveniyorum” da diyor.

Yani?

Arınç 7 Haziran’dan 1-2 ay önce önce paritisinin müsrif, hırsız, yolsuz olduğunu söylüyordu, 1 Kasım’dan 3 ay geçmeden de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hamaset sahibi ve yalancı olduğunu söylüyor.

Hasetten beyni yanmış, ne dediğini bilmiyor...

Dış ilişkilerimiz daha iyi ve güzel olsun diye 14 bin kilometre yolu aktarmasız 19 saat uçak yolculuğuyla gidip Ülke Tarihi'nde Güney Amerika'ya gitmeyi göze alan ilk Cumhurbaşkanı ünvanını alan Erdoğan'ın uçağı Türk Hava Sahası'nı terk ederken Aydın Doğan Medyası'na koşturup "Dış ilişkiler meydanlarda bağırmakla, hamasetle olmaz" diyen Hasetçinin ve Nankörün adıdır Bülent Arınç!

.....      

Başka?

Paralel Örgüt’le mücadelede mağdur olduğu iddia edilenler için “Cübbemi giyip avukatları olacağım”diyor.

Paralel’in mağdur ettiği milyonlarca insanın avukatlığını yapmaktan hiç bahsetmeyen, aman hayrı başına kalsın onu geçtik, bu milyonlarca insanın yaşadığı AK Parti istikrarını içeriden ve sinsice baltalamaya çalışan Arınç, söylüyor bunu...

Başka?

Troliçe diyor...

Huylu huyundan vazgeçmiyor.

28 Şubat’ta HoCİAefendisi başörtüye teferruat deyip CİAMAAT’teki öğretmenlere açılın emri göndermişti, şimdi de Arınç bir başörtülü hanım yazar için Troliçe diyerek saldırıyor.

Bu mu dürüst, namuslu, onurlu, şerefli duruş?

Arınç FETÖ mağdurlarının avukatı oluyor, peki de Arınç’ın hakaretiyle milyonlarca bataklık ağızlı Gezici’nin FETÖ’cünün PKK’lının diline düşen hanımın avukatı kim olacak?

*********

Bunlar bize göre işin kolay kısmı, gelelim Haset Hareketi’ne.

Şimdi çok özür dileyerek ve affınıza sığınarak,

29 Mart’ta yani daha Arınç konuştuğu an ve sonrasında Twitter’a yazdıklarımı buraya alıntılıyorum.

Alıyorum zira 2013'te ben F.Gülen'e "örgüt lideridir, yargılanmalıdır" derken onu temyiz edenler, şimdi "FETÖ'ye karşı mücadeleyi ben başlattım" diyerek küçüldükleri gibi, bu Harekete şimdi sustukları ve temkinli yaklaştıkları gibi yarın da kendilerince 2 programa çıkıp işi sahiplenmesinler.

Affınıza sığınıyorum zira twit alıntılamayı sevmiyorum. Ama lazım zira Twitter'ın etkinliği sanıldığı gibi heryere uzanan bir etkinlik değil.

Buyrun, konu hakkındaki sözlerim:

Bülent Arınç, Abdullah Gül'ün sinesinde sakladıklarını söylüyor. Daha açıkçası Gül, Erdoğan'ı Arınç'ın ihanetiyle yıpratmak istiyor.

Abdullah Gül veya Arınç'ın gözünün içine bakan bir grup kamufle medya mensubu var. Mustafa Karaalioğlu, Mehmet Ocaktan tayfası ve fazlası...

Bunu yazmamın ertesi günü Mehmet Ocaktan’ın sahibi olduğu Karar İnternet Sitesi konuya balıklama daldı ve yine dediğimiz çıktı.

Bugün itibariyle Hüseyin Çelik aynı siteden Elif Çakır’ın da yazısını alıntıladı.

Bu grubu tek tek tanıyoruz. Cengiz Er ve Atılgan Bayar da bu gruptan ama Cengiz Er Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın akrabası olması hasebiyle ses çıkaramıyor. Temkinli bakın yeter. Çok fazlası bizde saklı kalsın, şimdilik.

(Yeri gelmişken;
Medyada olup ‘inşaallah yanlış yapmaz’ dediğim, ters tavrından çekindiğim tek isim var: Hakan Albayrak. Bu anlamda başka hiçkimse umrumda değil. Onu o kadar seviyorum ki ve bu gruba o kadar yakın ki, ödüm kopuyor. Rabbim yüreğini sabit tutsun.)

 
31 Mart:

Bülent Arınç Cumhurbaşkanı Erdoğan'a artık açıkça saldırıyor. Arınç'a en sert cevabı, Başbakan Davutoğlu ve AK Partili isimler vermelidir.

Başbakan Davutoğlu ve AK Parti yönetimi Arınç'ın CB Erdoğan'a ifk ve hakaretlerine sessiz kalır, haddini bildirmezlerse, bu nankörlük olur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, haftaya cumartesi burada inşaallah. Yani AK Parti'nin Bülent Arınç'ın ağzının payını vermek için 5 günü var. Yeter!

Eklemeliyim:

Başbakan Davutoğlu çok hızlı ve net bir karar vermelidir.

Bugün Erdoğan'a bunu yapan yarın ona haydi haydi herşeyi yapar...

Bu harekete tepkisinii 2 cümleyle geçiştirmemelidir...

Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında aslanlar gibi durursa, bu millet Hasetçiler'e tokadı indirirken gocunmaz, yüzü kızarmaz.

Milletin ondan beklediği, Erdoğan'a korkunç iftiralar atan kendince sert kendince ali düşüncelere sahip bazı danışmanlarını uzaklaştırması ve Haset Hareketi'ne karşı çok net bir biçimde Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında bulunmasıdır.

Devamla:

Bülent Arınç'tan kimsenin korkmasına gerek yok, dik durun. Manisalı Arınç'a 2004'ten beri neden 'Pamuklu' giyiyorsun deyin, yeter, o anlar.

…dedim.

Arınç ertesi günü şahsıma cevap verdi:

“Heves sahiplerinin kursaklarında kalabilir. Zira tez canlı bazı arkadaşlarımızın iddiaları ile gerçekler arasında pamuk ipliği kadar bile bir bağ yokken bu kampanya yine size döner ve cümle alem size güler.”

Akıllı olun, sırlarım var diye tehdit etti, şantaj yaptı:

“Unutulmamalıdır ki, yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde, güneş görmemiş daha bir çok hakikat gölgeleniyor. Yıkmayı, yıkıcı olmayı değil, yapmayı, yapıcı olmayı, hevesleri değil, akıl ve iz’ anı salık veririm.”

Dahası, Troliçe hakareti ile Hilal Kaplan’ı kastettiğini ve tabi bu arada açıkça ismini verecek kadar mert, onurlu ve cesur olamadığını da itiraf etti.

1 Şubat günü Arınç’tan 2 ricam oldu:

Arınç'tan 2 ricam;

1-Bana cevap verirken tehdit etme.

2-Bir daha 'arkadaşım' deme. Kardeşini satanla arkadaş olmam.

Ve Haset Hareketi’ni açıkça deşifre ettim:

Arınç yalnız değil, Gül ile birlikte... Muhtemel Başkanlık Referandumu için Erdoğan'a karşı 'içeriden' bir cephe yetiştirmeye çalışıyorlar.

Gül'ün geniş bir kadrosu var. Arınç ileri sürülen ilk piyon. Daha kimler konuşacak kimler. Hepsi verilecek işareti bekliyor. Şaşıracaksınız.

Gül için Arınç'ın 3 stratejik önemi var.

1-Sır küpü ve şantajcıdır.

Bana cevap verirken 'akıllı olun' demesi bundan.

2- Arınç'ın 'ne şiş yansın ne kebap' diyen, paralel tanımını kabul etmeyen ama 'istikrar' için AK Parti'ye oy veren küçük bir kitlesi var.

Arınç'ın F.Gülen'le -Derin ABD- iletişimi açık.

Gül ise Buckhingam ve Exeter'e yakın.

Gül, Erdoğan'a karşı tek kanatla saldırmak istemez.

A.Gül, B.Arınç, Sadullah Ergin ve Hüseyin Çelik şaşırtıcı bir aceleyle Erdoğan'a karşı olan haset ve husumetlerini açık edecekler. Seyredin.

Gül'ün komutasını ve Arınç'ın sözcülüğünü yaptığı Haset Hareketi'ne M.Ocaktan, M.Karaalioğlu, F.Koru gibi medya figürleri destek verecekler.

Erdoğan'a karşı Gül-Arınç-Çelik-Ergin dörtlüsünün Haset Hareketi konusunda, milletimizin dikkat etmesi gereken şeyleri ifade etmeliyim.

1- Haset Hareketi Erdoğan'a değil DEVLET BAŞKANI ERDOĞAN'A karşı.

Yani Erdoğan Başkanlık'tan vazgeçse Haset Operasyonu'nu 2019'a ertelerler.

2- Haset Hareketi tamamen İngiliz-ABD ortak yapımı. İşin başında Gül'ün olması, ana yüklenici olarak Buckhingam'ı öne çıkarıyor. Bu mühim.

3-'İngiliz güdümlü Gül-enci Cephe' tespitimiz 3 ipucu verir:

a-Yeni Gezi.

b-YSP'nin güçlenmesi ve Erdoğan'ın suçlanması.

c-Rusya ile gerilim

ABD İngiltere Gül Gülen Arınç Gezi PKK vs.

Hepsi aynı şeye karşıysa,

Demek 'Başkan Erdoğan' bunlara felaket,

Türkiye'ye selamet demektir!

Erdoğan'ın Başkanlığı'na karşı hazırlanan Haset Cephesi'ne destek verecek dost, ağabey vs hiçkimseye sessiz kalmam!

Gül-Arınç-Çelik-Ergin ve Haset Hareketi'ne karşı en sert tavır, Başbakan Davutoğlu'ndan gelmelidir!

Kim Erdoğan'ın Başkanlığı'na karşı Gül-enist Fitne'ye sessiz kalırsa, onlardandır. 'Es sükut min el ikrar' olursa 'men dakka dukka' olur...

"Onlar Erdoğan'ın eski dostları, yapmazlar" diyenler var.

 

Başkanlık virajı sert, ülkenin yolu uzun.

 

Sabotajı görün, lütfen saf olmayın...

Erdoğan'a bu Haset Hareketi dış mihrak işi.

 

İspatı: Zamanlama.

 

AK Parti %49.5 alalı 3 ay oldu.

 

Patronları 'Saldırın' demese,

 

Ne cesaret?

Haset Hareketi'nin başı Gül.

 

Arınç öncü piyon.

 

Şimdi seyredin:

 

Kraliçe'nin Gül'ü, piyonuna acil destek verecek.

 

Planlarını biliyoruz.

Aynı gün yani 1 Şubat günü Hüseyin Çelik AK Parti genel Başkan danışmanlığından istifa etti.

Yine aynı gün Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin de Çelik’e destek verdi.

Dikkat buyurun!

H.Çelik ve S.Ergin Arınç’a tepki vermediler!

Bazen olaylar hızlı gelişiyor ve kamuoyunun dikkati dağılıyor.

Buna ‘şok etkisi’ denilir ve bunu kullandılar.

Tam adını koyalım:

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’den ayrıldıktan sonraki ilk 72 saat içinde Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin ve sonra Suat Kılıç, organize bir çeteleşmeye imza attılar.

1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hiçbir Cumhurbaşkanı'nın ayak basmadığı Peru'ya gitti Erdoğan... Ne için? Yüzde 1.3 olan ticaretimizi artırmak için... Osmanlı Hinterlandı'ndan öteye gitmek, ticaret partnerlerimizi çeşitlendirmek için... Kısacası ne için? Yine bu devlet ve millet için...  

Bu Nankörler ve Hasetçiler Grubu ne yaptı?

Devleti ve Milleti için hasta hasta 14 bin km yol giden Cumhurbaşkanı'nın ardından iş çevirdi. 

Çok mu sertiz?

Linç mi ediyoruz?

Alakası yok.

Üslubumuz mu sert?

Kursunlar partiyi hemen düzelteyim.

Öyle ya…

Siz Bakanı olduğunu partinin içinde fitne çıkaracak kadar rahatsızsanız demek ki bu parti rezil bir parti, öyle değil mi?

Millet desen zaten Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi Hazretleriniz’e ‘Hain’ diyecek kadar idraksiz, değil mi?

Kendi özel meclislerinizde en büyük nefret cümlelerini kurduğunuz Tayyip Erdoğan’ı ölümüne sevecek kadar ahmak millet değil mi?

Kurun partiyi, ikna edin millet, alın oyları, neden ku/duruyorsunuz?

Neden Erdoğan’ın ülkeyi terketmesini bekleyip ona ve millet haset ve nefret oldu sinsi kumpaslar kuruyorsunuz?

Mesele parti değil çünkü öyle değil mi?

Onu da anlatalım.

Çünkü mesele gerçekten parti vs değil.

Hasetçilerin tek ev ödevleri var:

‘Tayyip Erdoğan Başkan olmasın’

Muhtemel Başkanlık ve Yeni Anayasa Referandumu öncesi Abdullah Gül liderliğinde ve Arınç-Çelik-Ergin-Kılıç sözcülüğündeki Haset Hareketi’nin amacı, 1 Kasım’daki %49.5’luk net sonucun üstüne konuşarak suyu bulandırmak, halkın kafasını karıştırmak ve referandumda %50.01 Hayır oyu çıkmasını sağlamak.

Bunun için stratejileri, Erdoğan'a karşı olup da sesini çıkaramayan siyaset, medya ve iş dünyasından tipleri konsolide ederek yeni bir sinerji oluşturmak.

Başkanlık Referandumu'nda sonuç istedikleri gibi olursa, seyreyle sen gümbürtüyü...

“Meğer 1 Kasım’da halk Davutoğlu’na oy vermiş” diyenleri mi istersiniz...

“Erdoğan bitmiştir erken seçime gidilsin” diyenleri mi istersiniz...

Ne istersiniz?

Tekrar istikrarsızlık, tekrar kör terör, tekrar kaos...

Para yardımı için yalvaran Eski Türkiye’den etrafına yardım için kendini paralayan Yeni Türkiye’ye geçişi sabote etmek isteyenlerin planı bu.

Hasetçilere Saldır emri veren Batı, diğer yandan 2.Gezi’nin fırsatını kolluyor.

Bu Gezi başka Gezi!..

Nefret, haset, fitne cümleleri, türlü algı ve salgı oyunlarıyla Türkiye’nin tansiyonu yüksek tutuluyor.

Sonuçta planlanan:

Aynı anda hem Esadçılar’ı hem Geziciler’i hem Ülkücüleri hem Fethullahçılar’ı hem PKK’yı sahaya indirmek.


Yalanlar ve motivasyonlar hazır:


Esadçılar için: Erdoğan Lazkiye’de katliam yaptıracak.
Geziciler için: Kapı gıcırdasa meydandalar, sıkıntı yok.
Ülkücüler için: Meral Akşener’dan ‘Ben kadın halimle sokaktayım, ülkücü erler ne güne evlerinde oturuyorlar!’ gazı...
FETÖ için: “Cezaevlerindeki yiğit kardeşleriniz için, Tiran’a karşı müspet netice için siz sesinizi yükseltin, Allah sizin hatırınıza sizinle paralel caddede haykıran günahkarların günahını affeder” fetvası...
PKK: Zaten sahada, Demirtaş’ın dün sarfettiği iç savaş tehdidini hatırlayın...

Dedim ya bu Gezi, başka Gezi...

Kısacası,

Arınç’ın Erdoğan ülke hava sahasını terkettiği an Aydın Doğan Medyası’na koşup “Aydın Doğan’a haksızlık yapılıyor” demesi boşuna falan değil.
Bir kalkışma, bir isyan başlangıcındayız...

Öyle omurgasızlar ki, bu resmini çizdiğim organize ihaneti yapıyor ve sonra buna karşı sesini yükselten bizlere de samimiyetsiz diyorlar.

Evet, doğrudur, Bülent Arınç açıklama yapacağım dediği an takipçilerine ağzını açtığı an tepkinizi yükseltin diyen benim.

Ve ama evet doğrudur, açıklama için tam 17:25’i bekleyen ama aynı açıklamada şahsıma ‘samimiyetsiz’ diyecek kadar zavallılaşan da Arınç’tır.

Ey Arınç!

Samimiyet mi arıyorsun?

O zaman telefonlarımı, e-maillerim ve temaslarımı takip eden FETÖ’cüğüne sor bakalım ben kimden emir veya talimat veya para alıyormuşum?

Bulamazsın, üzülürsün, ezilirsin, yapma, öyle konuşma!

Kiralık evinin kirasını zor ödeyen bir adamım Elhamdülillah!

“El fakru el fahr!” diyen Nebi’den başka Hocam yok benim ihtiyar!

Ama ben senin Villa diye yalvardığın, 3 gün konuşulur 4.gün unutulur dediğin videoyu 2 tık’ta bulur, önüne koyarım.

Ey Arınç!

Büyüğe saygı mı istiyorsun?

O zaman milletten büyüğü yoktur!

Saygılı olacaksın!

Fethullah Gülen’e gittiğinde sana ağız dolusu küfrettiği zaman nasıl öylece sofrada kaldıysan...

“Verin telefonu da arayalım Bülent Bey” dediğinde nasıl özür dileyerek ezik ezik sessiz sedasız oradan ayrıldıysan, şimdi de aynen öyle susacaksın!

Gezi’de devletin anasını ağlatan mezhepçi şerefsizlerden nasıl ‘mesaj’ aldıysan, 1 Kasım’da da bu Aziz Millet’in verdiği mesajı da aynen öyle alacaksın!


O rezil mesajı aldığında dçönemim Başbakanı Erdoğan sana ne dedi, ne yaptı iyi biliyorsun, yazıp da daha fazla rezil etmek istemem seni... Ama bence sen bize akıl ve iz’an tavsiye edeceğine sen akıllı ol da, kabrine gelecek tek yiğit grubu olan Ak Gençlik’in daha fazla kafasının tasını attırma!

Bu arada yaşından bahsedip de saygı bekleme...

Neden mi?

Hatırlıyor musun, sen Melih Gökçek’e iftira attığında Gökçek çıkıp senin damadının Paralel olduğunu açıklamıştı. Bunu hepimiz biliyoruz ama söylemişti işte...

Peki damadın Doç. Dr. Ekrem Yeter ne yaptı?

Tam da Fethullahçılar’ın takiye dolu ağzına yakışan bir kelime oyunuyla Paralel olduğunu itiraf etti.

Ey Arınç!

Seni daha kızının Fethullahçı kocası saymıyor, sen kimden saygı bekliyorsun?

Senin için Twitter’da ‘Öldü’ dedikoduları çıkarıldığında danışmanın Ali Güneş’i arayıp durumu haber veren ve üzücü fitnenin önünü alan bendim. Sen yıllar önce konuşurken pür dikkat seni dinleyip kah gülen kah ağlayan bendim. Sen bizim saygımızı kaybettiğin gibi şimdi sırf Erdoğan’a giriştiğin bu ihanetle tepkimizi, nefretimizi kazanıyorsun.

Sen bizi yani milleti saymıyorsun da bu millet mi seni sayacak?

Yoksa villa gibi bu ihanetinizi de 3 gün konuşulur, 4.gün unutulur mu sanıyorsunuz?

Hiç öyle olmaz, bilakis...

Millet meşhur sözü hatrırlar ve "Kahpe içeride olunca kapıya kilit dayanmaz" der, adınız da öyle kalır...

Yine siz bilirsiniz Londa'nın Gül'leri...

Sizler her ağzınızı açtığınızda huzurun ve barışın cesur evlatları, sizin gibi nankörlerin, hasetçilerin ve fitnecilerin hak ettiği cevabı vereceklerdir...

Eleştiriye saygı istiyorsunuz ya hani...

Elbette şiddet yok görüyorsunuz, sadece eleştirdim.

Varsa kelimeniz ve yüreğiniz, buyrunuz.

Hodri Meydan!

Fatih Tezcan

www.twitter.com/fatihtezcan 

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI