bursa escort -
escort bursa -
bayan escort -
escort bayan
bursa escort -
escort bursa -
bayan escort -
escort bayan
Türk Polisi İsrail Askeri Gibi İş Yapamaz!
Tarih: 20-07-2010 21:00:01
ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin 2001de başlayan Afgan Savaşında, bu güne kadar verdikleri askeri kayıp, 1149 ABD askeri olmak üzere 1891 kişidir. Amerikadan sonra en büyük kaybı 309 askerle İngiltere vermiştir. 10 yıllık savaşta yıllık ortalama asker kaybı 189 askerdir. 1 aylık ortalama asker kaybı 16,58 askerdir. Ancaaaak... Sadece Haziran ayında, ölen NATOya askerlerinin sayısı 102dir! Yani NATO, 9 senelik istatistikte, ayda ortalama 16 asker kaybederken, bu rakam Haziran ayında 6 kat artmıştır... Ve içinde bulunduğumuz Temmuz ayının sadece ilk 2 haftasında öldürülen NATO askeri sayısı 33tür ve ay sonu bilançosunun Hazirana yakın bir sonuç vermesi şaşırtıcı olmayacak... ... Taliban, son saldırıların ardından Biz daha yeni başlıyoruz! Nereye kaçıyorsunuz? şeklinde bir açıklama yaptı. Yaptı, zira Afganistana 40 bin yeni ek ABD askeri gönderilmesini isteyen ABDli komutan McChrystall, 23 Haziranda Obama tarafından görevinden alındı... Yaptı, zira bundan sadece 5 gün sonra, 28 Haziran 2010da, Afganistan\'da zaferin garanti olmadığını belirten İngiltere Kara Kuvvetleri Komutanı Richards, "Çıkış stratejisinin bir parçası olarak Taliban\'la bir an önce müzakerelere başlanmalıdır" dedi... Tarih tekerrür ediyor... Önce İngiltere... Sonra Sovyetler... Ve şimdi ABD ve NATO... Afganistandaki Müslümanlar, işgalci güç kim olursa olsun, misafirperver olmayacaklarını bir kez daha kanıtlamak üzereler! ... Medeniyet getirmek, demokrasi taşımak gibi mottolarla süslenen emperyalist sömürü maskeleri bir bir düşüyor... Afganistan atmosferi, Batının kibirli ve sömürücü karakterini kavururken, 49 ülkenin Dışişleri Bakanı, NATO ve BM Genel Sekreterleri "Afganistan İçin Kabil Konferansı"nda buluştu. Şimdi dikkat! Ne zaman? 19-20 Temmuz 2010da... Şu an Afganistanda tükenen NATO başlıklı bir yazı da okuyor olabilirdiniz... Ama öyle değil... Çünkü, Afganistanda 42 ülkenin askeri varken, 49 ülkenin temsilcileriyle yapılan o Kabil Konferansından sadece 3 gün önce Türkiyede bir gözaltı operasyonu yapıldı! Adana ,İstanbul ,Çanakkale ve Antalya\'da "El Kaide" adı altında yapılan operasyonlarda bir çok kişi gözaltına alındı. Göz altına alınan Müslümanların sorgudan mahkemeye geçişleri kameralara yansıtıldı. Hepsi sakallıydılar... Hiçbirisi susmadı... Hepsi sloganlarında gözaltılardaki haksızlığı ve adaletsizliği haykırdılar... Ve televizyonlar bu haberleri dolu dolu verdi... Benim bildiğim kadarıyla Rudvan Kayadan başka ses çıkartan bir Müslüman da olmadı! Varsa ve kaçırdıysam, hakkını helal etsin! Ama İslamî Camia yine sessiz kaldı... Kaldı, zira Referandum! Kaldı, zira Ak Parti korkusu! Kaldı, zira Saadet Kongresi! Kaldı, zira Ergenekon-Pkk ilişkisi! Kaldı zira Aman bi de El Kaideci yaftası vurmasınlar! endişesi... Kaldı, zira gözaltına alınan Müslümanlarla aynı fraksiyonda olmamaktan dolayı Bana ne! Radikallik yaparken düşünselerdi perspektifi! Ve saire ve saire ve saire... Bir şekilde yine sessiz kalmayı başardık... Oysa böyle mi olmalıdır... Ümmet, içindeki fikirsel farklılıkları müzakere ile çözmelidir... Mutaassıb, ilme kapalı, kendi dediğinden başkasına tahammülsüz, gettosal yapılarımız olmamalı bizim... Ötekileştiren, yaftalayan, etiketleyip uzaklaştıran zihniyet Kuran Devrimine de uygun değil. Ama fraksiyonel durumlarımız ne kadar ters ve her kim olursa olsun, birimize dokunan haksız ele, hepimiz sesimizi yükseltmeli değil miyiz? Bakın, göze yakın tutulan kibrit, arkasındaki ormanı saklar! Sadece bir gözaltı operasyonu olarak baktığımızda, sadece bir gözaltı operasyonudur bu... Ama çizmeye gayret ettiğim Afganistan profilinden baktığımızda, Türkiye Ekseninden kayıyor mu? sorusunu, bir köşeye sıkıştırma hamlesi olarak dillendiren Otoritelere sunulan adaklardır işte o, operasyon mağduru Müslümanlar!... Eskiden Türkiyeye bir ABD Başkanı geleceği zaman, Kemalizmden Kenan Evrene, ondan da emniyete tevarüs eden gelenek icabınca denge gözetilir ve bahis konusu ziyaretten 2-3 gün önce bir sağdan bir soldan iki üç ev basılır, Komunistler ve Müslümanlar göz altına alınırdı. Basılana hücre evi, alınanlara şüpheli denilir, kamuoyu bilgilendirilir ve gelen Başkana müstemleke tekmili bihakkın verilmiş olurdu... Sonra Başkan gider, şüpheliler serbest bırakılırdı... Şimdi? 17 Temmuzda 29 kişi gözaltına alındı... 19 Temmuzda (Konferansın birinci günü) 6 kişi serbest bırakıldı. 20 Temmuzda (Konferansın ikinci günü) 9 kişi daha serbest kaldı. Geriye kalanlar, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Nasıl? Niyet Ettim Otorite Rızası İçin Eksen İspatına! Değil mi... Bitmedi! Bir de Kelime-i Tevhid Bayrağı suçu var! Ama ben onu yazmayacağım... Göstereceğim... İlk resim, Dünyanın Vicdanı Mavi Marmara gemisine çıkan Siyonist İşgal Çetesi İsrail\'e bağlı özel küvetlerin (kuvvet değil; küvet! bkz. altına yapan İsrail komandosu) ele geçirdikleri gemi mutfağına ve tamirhanesine ait çakı, bıçak ve İngiliz Anahtarlarını suç aleti olarak dünyaya tanıtma pespayeliklerinin resmidir... Dikkat etmenizi isteyeceğim ise, İsrailin Kelime-i Tevhid bayrağını suç aleti tasnifinde tutması... İkinci resim, yazıya konu olan gözaltılardan bir kısmını yapan Adana Emniyetinin işi! Kelime-i Tevhid Bayrağı İsrailde olduğu gibi, o hayvandan aşağı mahlukların yaptığı gibi Türkiyede de suç aleti, öyle mi! Türk Polisinin öğretmeni İsrail Askeri olamaz! Türk Polisi kendi insanına İsrailliymiş gibi hiç davranamaz! Olursa, bu halk nasıl Kemalist zulumlerle hemhal olan Orduya olan bakışını hızla değiştiriyorsa, Anketlere göre nispeten son dönemde güvenilirliği artan Emniyete de duruşunu değiştirir ve bu, bazı Otoriteryenistler için de iyi olmaz. Zaten Ömer ve Nuray Canan Bezirgan çiftine, hususen, canlı yayında Atatürkü sevmediğini ifade eden Nuray Canan Kardeşe, Kumkapı Karakolunda yapılanlar da hafızamızda ve oradaki başkomiserin uzaklaştırılması da yeterli değil! (Mesele o komiserin o karakoldan değil o kafanın bu memleketten gitmesi!) Zaten KCKda gözaltına alınanları tek sıra edip takılan kelepçelerin neden ve nasıl basına sızdırıldığı da daha cevaplanamadı! Zaten 2 senedir yüzlerce KCKlıyı dinleyen ve takib eden Emniyetin, neden tam da açılım esnasında o operasyonları yaptığı ve sadece bir kaç ay daha ertelemediği, hadi diyelim ki Erdoğanı karşılayan Diyarbakır Belediye Başkanını tokatlayacak kadar ileri gidildi ve bu Başbakana dokundu, neden sonunda öyle veya böyle seçilmişleri alçaltıcı resimlerin gazetelere polis kamerasından servis edildiği de bilinmiyor... Zatenlerimiz çok... Ve şimdi üstüne üstlük bu resim... Hayır, siz bu keyfî ve adak gözaltıları yapamazsınız! Müslümanlara -mış gibi operasyonları yapamazsınız! Otoriteye selam verecekseniz başka bir yol bulmalısınız! Kitapları, bilgisayarları, cdleri, kelime-i tevhid bayraklarını suç aleti gibi masaya dizerek, o konferansa mesaj göndermek için gözaltı ve mahkeme yapmış olamazsınız! Böyleyse bunun hesabını Allaha veremezsiniz! Mahşer Konferansı, Natonun kıçını kurtarmak için yapılan Kabil Konferansına benzemez! İşte bundan dolayıdır diyoruz ki; Türk Polisi İsrail Askeri gibi İş Yapamaz! MAVİ MARMARA\'DA İSRAİL OYUNU! ADANA\'DA TÜRK OPERASYONU! Fatih Tezcan fatihtezcan@hotmail.com
- BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
- BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
- BU AY ÇOK OKUNANLAR
- SON YORUMLANAN HABERLER
- SON YORUMLANAN VİDEOLAR
YUKARI